Genel
Motor sporlarında çevreci yeni konsept: Alpine alpenglow Hy4
Alpine, motor sporları tutkunlarını heyecanlandıracak hidrojenle çalışan içten yanmalı motora sahip konsept otomobili Alpenglow Hy4’ün dünya lansmanını gerçekleştirdi. 11 Mayıs tarihinde TotalEnergies 6 Hours of Spa – Francorchamps dayanıklılık yarışı için ilk kez piste çıkacak olan Alpine Alpenglow (Hy4) konsept otomobilinin sürüşe hazır ilk versiyonu, 10 Mayıs 2024 tarihinde Belçika’da bulunan Spa – Francorchamps pistinde tanıtıldı. Alpenglow ayrıca 15 – 16 Haziran 2024 tarihlerinde 92. kez düzenlenecek olan Le Mans 24 Saat yarışında gösteri turuna çıkacak.
Alpenglow Hy4, bir yarış pistinde performans ve sürdürülebilirliğin uyumu ile içten yanmalı bir motorun sesinin verdiği heyecanı gözler önüne seriyor. Ayrıca isminde bulunan ‘Hy’ ifadesi hidrojen, ‘4’ rakamı ise dört silindir kavramlarını birleştiriyor. Alpine, hidrojenle çalışan içten yanmalı motor teknolojisi ile çevresel yeniliği ve performansı bütünleştiriyor. Bu teknoloji, motor sporlarını karbondan arındırmak için yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor. Alpine, 2022 Paris Otomobil Fuarı’nda ilk kez sahneye çıkardığı Alpenglow Hy4, karbon monokok gövdesi ve 340 hp güç üreten turbo beslemeli 2,0 litrelik 4 silindirli motoru ile yarış otomobili olarak tasarlanan gerçek bir tekerlekli laboratuvar niteliği taşıyor.
Alpine Alpenglow Hy4, markanın gelecek modellerinin tasarımına ışık tutan bir konsept otomobil olarak üretildi. Yeniden tasarlanan çarpışma güvenliği kafesi ve iki koltuğu barındıracak şekilde genişletilen iç mekanı ile işlev odaklı bir tasarıma ve daha iyi gövde orantılarına sahip. Tasarımında ayrıca yan bölmelerde ve kokpitin arkasında bulunan hidrojen tanklarının yerleri de korundu. Model; iz genişliği 2,10 metre, genişliği 2,15 metre, uzunluğu 5,20 metre ve yüksekliği ise 1,10 metre ölçülerinde olacak şekilde tasarlandı. Sahip olduğu bu ölçülerle, Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın (WEC) prestijli Hypercar kategorisinde yarışan Alpine A424 ile görsel bağ da kuruyor.
Hidrojenle çalışan Alpenglow’un ön cephesi uzaydan gelen bir kuyruklu yıldız hissini uyandıracak şekilde tasarlandı. Ön kısmında bulunan dört fardaki “kozmik toz” ışık parçacıkları ve magenta renkli sırt vurgusu; kuyruklu yıldızın hızını ve atmosfere girişini canlandırıyor. Sırt vurgusu, konseptin arkasına ulaştığında maviye dönüyor ve dikey titanyum egzoz borularının yanındaki dikey ışıklar da içten yanmalı motorun yaydığı hidrojen ve su buharını simgeliyor.
Konseptin aerodinamik özellikleri tasarımın ayrılmaz bir parçası olup, mühendislik ve tasarım arasındaki uyumlu diyaloğu yansıtıyor. Hız ve bastırma kuvveti arasındaki dengede ön spoyler yeniden tasarlanarak geniş bir hava girişi oluşturuldu. Yeni NACA hava girişleri, yağ ve su radyatörlerini serinletecek şekilde entegre edilirken, arka difüzör daha fazla aerodinamik verimlilik için yeniden tasarlandı. Hareketsizken bile hızı çağrıştıran jantlardan, grafikleri jantların tasarımıyla uyumlu Michelin tarafından özel olarak üretilen lastiklere kadar her tasarım öğesi en ince ayrıntısına kadar düşünüldü. Karbon gövde, orta panel ve şnorkel; tipik bir Alpine unsuru olarak dağların mineral dünyasını çağrıştırıyor. Dışardan bakıldığında açıkça görülebilen teknik parçalar, kokpite açılan hava girişi ve konseptin tarzını daha fazla güçlendiren ışık üçgeni vurgusu da araç içi ambiyansa göz atma olanağı sağlıyor.
Elitra şeklindeki kapı açma mekanizması, mümkün olduğunca fazla alan açmak ve kokpite erişimi kolaylaştırmak üzere tasarlandı. Sürücü ve yolcu, kokpite doğru eğimli olan yan bölmelerin üzerinden kayarak kavisli koltuklara ulaşabiliyor. Kokpitin önündeki üçgen de dağları çağrıştıran tipik bir Alpine özelliği oluşturmakla birlikte, sürücü için belirli görsel işlevler de sağlıyor. Bir uyarı ve yön bilgisi verebiliyor, aynı video oyununda olduğu gibi gerçek zamanlı olarak; yanal G seviyesi, motor hızı veya seyahat hızı hakkında da bilgi vermek için renk değiştirebiliyor.
Ön konsol, uçak kanadı şeklindeki bir bölümle, kısmen gizlenen magenta renginde enlemesine bir boruya sahip. 3 boyutlu motiflerle süslenen karbon fiber, alüminyum ve Alcantara gibi malzemeler; spor otomobil dünyasına gönderme yapıyor. Ayrıca magenta renginde bir marş düğmesi, Alpine A110’dan alınan kumanda düğmeleri ve doğrudan Alpine’in yarış otomobillerinden aktarılan bir yarış direksiyonu da bulunuyor. Yanlarda bulunan tanklara uygulanan karbon kaplama, tankların şeklini yansıtıyor. Ayrıca Alpine Alpenglow’un hidrojenle çalışan sürüşe hazır versiyonuna, pist etrafındaki turların sesini ve görüntülerini kaydetmek üzere mini aksiyon kameraları yerleştirmek için özel alanlar da entegre edildi.
Hidrojenle çalışan tekerlekli laboratuvar Alpenglow, LMP3 karbon şasili bir yarış otomobili gibi tasarlandı. Alpine Alpenglow Hy4’ün karbon kaputunun altında, 340 bhp (250 kW) güç üreten 2,0 litre hacimli sıralı 4 silindirli turbo beslemeli motor bulunuyor. NOx emisyonlarını azaltmak için 40 bar basınçlı direkt enjeksiyonlu H2 dihidrojen ve su enjeksiyonu ile besleniyor ve 270 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. Alpenglow’un tasarımında güvenliği maksimum seviyeye çıkartmak için çok sayıda önlem alındı. 700 barın altındaki kompozit silindirler Yönetmelik 134 (Hidrojenle çalışan araçların güvenliği için Avrupa tip onayı standardı) sertifikalıdır. Yangın durumunda hızlı tahliye için vanalar monte ediliyor, hidrojen sensörlerle sürekli olarak izleniyor, çok sayıda kontrolle titiz bir çalıştırma prosedürü uygulanıyor. Renk kodlu bir sistem, her olayın aciliyet derecesine göre sürücüyü ve acil durum hizmetlerini uyarıyor.
Alpine, yeni konsept modelinde özellikle motorun sürücüye vermiş olduğu his ile Alpine’in yarışçı felsefesine uygun olan motor sesini bir arada sunmak için doğrudan hidrojenle çalışan içten yanmalı motor kullanmayı seçti. Bu motor türü güç üretimi, ağır yük altında mükemmel verimlilik ve düşük soğutma gereksinimleri gibi önemli avantajlar sağlıyor. Çevreci özelliklere sahip olan bu sistem CO2 emisyonlarını oldukça düşük düzeyde tutuyor; kurum, CO veya yanmamış hidrokarbon üretmiyor ve NOx emisyonları fosil yakıtlı motorlar için ulaşılamayacak seviyelere düşürülebiliyor.
Alpine Racing, yarış yönetmeliklerindeki değişiklikleri dikkate alıyor ve ACO’nun 2027 yılında gerçekleşecek Le Mans 24 Saat yarışından itibaren hidrojenle çalışan otomobillere izin vereceğini belirtiyor. Formula 1 motorlarının da 2031 yılına kadar hidrojene geçebileceği konuşuluyor.
Alpine Alpenglow Hy4, 10 Mayıs’ta pist sınırları içinde tanıtıldıktan sonra 11 Mayıs 2024 tarihinde TotalEnergies 6 Saat Spa – Francorchamps Dayanıklılık Yarışı (FIA WEC) için piste çıkarak 70.000’in üzerinde izleyici ile buluşacak. Bu, motorsporları meraklılarına, hidrojenle çalışan bir içten yanmalı motorun bir yarış otomobilinin en heyecan verici yönü olan sesi ve canlılığı nasıl sağladığını göstermek için mükemmel bir fırsat olacak. Ayrıca Alpine Alpenglow Hy4, 14 ve 15 Haziran 2024 tarihlerinde 92. kez düzenlenecek olan 24 Saat Le Mans’ta bir gövde gösterisi de yapacak.
Elektrikli
Skoda’nın ikinci elektrikli SUV aracı: Elroq
Skoda tam elektrikli araçlarına bir yenisini ekledi. İlk elektrikli Skoda SUV olarak tanıtılan Enyaq’ın ardından küçük kardeşi Skoda Elroq da yakında yollarda olacak.
Skoda, ikinci elektrikli otomobili Skoda Elroq ile bu alandaki varlığını daha da iddialı hale getiriyor. Enyaq’ın altında konumlanan Elroq, 2025 baharında İngiltere’de satışa sunulacak. Elroq, dört donanım seviyesinde üç batarya seçeneği ile satışa sunulacak. 370 km mil menzilli başlangıç modeli için 31.500 sterlinlik bir tavan fiyatı ve maksimum 580 km menzile sahip üst model için ise 41.600 sterlinlik fiyatla piyasaya sürülüyor.
Skoda yazısı ilk kez bir üretim otomobilinde markanın yuvarlak logosunun yerini alırken, ince LED üst lambalar gündüz farları ve göstergeler, ikiz alt LED’ler farları oluşturuyor. Üst sınıf modellerde 36 ayrı Matrix LED segmenti şehir, kır, otoyol, tüm hava koşulları ve turist ayarlarını kapsayacak şekilde beş modla birlikte geliyor.
Yan profil, kanadı saran ince ön farlar ve mevcut Skoda modellerini andıran bir tasarıma sahip Elroq, 0,26’lık sürtünme katsayısı ile verimli bir sürüşe de katkı sunuyor. Elroq, 168bhp, 201bhp ve 282bhp’den oluşan 3 farklı güç seçeneği sunarken, ilk iki seçenek 310Nm torka, en üst model ise 545Nm tork güce sahip.
Ön tarafın aksine aracın arka tasarımı daha tanıdık bir Skoda tasarımına sahip. En üst özellikli pakette dinamik LED’lere sahip üçgen LED aydınlatma düzeni, markanın diğer benzinli ve elektrikli SUV’larını hatırlatıyor.
Elroq, boyutlar açısından, Renault’nun yeni Scenic e-Tech’ine çok yakın. 4488mm ve 1884mm ile sadece 18mm daha uzun ve 20mm daha geniş olan Skoda, 1625mm boyuyla e-Tech’ten 54mm daha dik bir şekle sahip.
Elroq, “Modern Solid” olarak adlandırılan yeni tasarım tarzı ile Skoda’nın işareti haline gelen geniş aralıklı ızgara görünümü yerine daha şık ve çok daha modern bir tasarıma kavuşmuş.
Elektrikli
Çinli Leapmotor, Stellantis ile Avrupa pazarına girdi
Çinli otomobil üreticisi Leapmotor Stellantis ile ortak kurduğu Leapmotor International ile Avrupa pazarına giriyor. Stellantis’in yüzde %51’ine sahip olduğu yeni Leapmotor C10’u Milano’da tanıttı.
2015 yılında kurulan Leap Motor, halihazırda Çin’in üçüncü büyük elektrikli ve plug-in hibrid araç üreticisi. Geçen yıl 145 bin adetlik satış gerçekleştirerek 2024 yılı sonuna kadar 250 bin adede ulaşmayı hedefliyor.
Leap Motor’un C10 modeli orta boy bir elektrikli SUV. Kendi sınıfındaki bir çok modele göre daha uzun, bu yüzden daha büyük bir iç alana sahip.
Tamamen elektrikli SUV C10, 4.739 mm uzunluğa, 1.900 mm genişliğe, 1.680 mm yüksekliğe ve 2.825 mm dingil mesafesine sahip.
C10, yaklaşık 416 km WLTP menzili için 69.9kWh bataryaya sahip. Arka akstaki tek bir motordan güç alıyor. 0-100 KM hızlanması ise 7,5 saniye. 218 hp ve 320 tork güç üretiyor. 6,6kW’lık AC şarj, DC hızlı şarj ise 84kW ile sınırlı.
Bu özellikleri sınıfındaki modellere göre zayıf. C10’un batarya şarjının yüzde 30’dan yüzde 80 kapasiteye çıkması için 30 dakika sürüyor.
Bir süredir Çin’de pazarlanan bu modelin İngiltere satışları Kasım ayında başlayacak ve ilk teslimatlar yıl sonundan önce yapılacak.
Leapmotor C10’un fiyatları 36,500 £’dan başlıyor.
Elektrikli
Tamamen elektrikli ID.Buzz Türkiye’de
Volkswagen Ticari Araç, tamamen elektrikli ilk modeli ID.Buzz’ı satışa sundu. Volkswagen’in emisyonsuz döneme geçiş sürecinin en önemli modellerinden biri olan ID.Buzz, yazılım, güvenlik ve konfor özellikleriyle markanın geleceğini temsil ediyor. Pro ve Cargo olmak üzere iki versiyonu bulunan ID.Buzz, 1 Ekim’den itibaren satışa sunuluyor. ID.Buzz Cargo (2+1) Standart Şasi 286 PS (84kWh) modeli 1.950.000 TL ve ID.Buzz Pro (4+1) Standart Şasi 286 PS (84kWh) modeli ise 3.600.000 TL anahtar teslim fiyatıyla satın alınabilecek.
İç mekanda da sürdürülebilirlik
Karbon ayak izi sıfıra indirgenen ID.Buzz’ın her iki versiyonu da, sürdürülebilirlik özelliklerine sahip. Aracın iç mekanında, geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılırken, araçta gerçek deri kullanılmıyor.
Konfor ve teknoloji bir arada
ID.Buzz’da sunulan Harman Kardon premium ses sistemi, 12+1 adet hoparlörü, 700 watt toplam gücü ve subwoofer ile sürüş keyfini maksimum seviyeye taşıyor. Head-up display (HUD), sürücü destek veya bilgi-eğlence sistemi özelliklerinden ihtiyaç duyulan bilgilere göre kişiselleştirilebiliyor. Ekran, bilgi ve eğlence sistemi içindeki araç ayarlarından açılabiliyor veya kapatılabiliyor, oturma pozisyonuna göre konumu ayarlanabiliyor. Olumsuz hava koşullarında ön cama yansıyan bilgilerin daha iyi görülebilmesi için renk değiştirilebiliyor.
Aracın durumuna ilişkin tamamlayıcı bilgileri gösteren akıllı bir ışık konsepti olan ID.Light üzerinden adaptif hız sabitleyici “ACC”, ön bölge asistanı “Front Assist”, karşılama ve uğurlama ışığı, şarj işlemleri, telefon çağrısı gibi sistemler, işlevler hakkında ve güncel sürüş durumuna ilişkin bilgiler sunuluyor. Bilgi ve eğlence sistemi ekranından araç menüsüne girerek, ID.Light fonksiyonları etkinleştirilebiliyor veya devre dışı bırakılabiliyor. ID.Buzz’da bulunan 12,9″ “Ready 2 Discover” radyo ve direksiyonun arkasında konumlandırılmış olan 5,3” (13,46 cm)’lik dijital gösterge paneli, müzik dinlerken, navigasyonu takip ederken ya da farklı uygulamalar arasında geçiş yaparken şık tasarımıyla eşlik ediyor.
En son nesil sürücü destek sistemlerine ve şarj fonksiyonlarına sahip ID yazılımı
ID.Buzz’da bulunan sürücü destek sistemleri, mükemmel sürüş kolaylığı ve güvenlik sunuyor. Yarı otonom sürüş asistanı “Travel Assist” gibi yenilikçi ve birbirine bağlı teknolojiler opsiyonel olarak sunuluyor. Travel Assist, öndeki araçla güvenli sürüş mesafesini korurken aracı kolayca şeritte tutmayı sağlıyor. Standart olarak sunulan diğer sürücü destek sistemleri arasında; Front Assist – ön bölge asistanı – ve Lane Assist – şerit takip asistanı ve acil durum asistanı “Emergency Assist” sayılabilir. Bu özelliklerin yanı sıra, adaptif hız sabitleyici “ACC”, follow-to-stop fonksiyonu, hız limitleme, kör nokta algılama ile şerit değiştirme asistanı “Side Assist” ve arka trafik uyarı sistemi “Rear Traffic Alert” ID.Buzz Pro’da standart olarak sunuluyor.
185 kW’a kadar şarj gücü
ID.Buzz ve ID.Buzz Cargo modellerinde toplam 84 kWh (net: 79 kWh) enerji sağlayan yüksek voltajlı lityum iyon batarya bulunuyor. Batarya, arka aksa entegre edilmiş olan 210 kW’lık elektrik motorunu besliyor.
WLTP standartlarına göre ID.Buzz’ın menzili 460 km’ye kadar çıkıyor. Maksimum hız, elektronik olarak 160 km/s ile sınırlandırılmış. Aracın 0’dan 100 km hızlanması ise, Pro modelinde 7.6 saniye, Cargo modelinde ise 10.2 saniye olarak gerçekleşiyor. Aracın elektrikli motoru 560 Nm’lik maksimum tork üretiyor. Bataryanın konumu sayesinde iyice düşürülmüş olan ağırlık merkezi ile aracın dinamizmi artıyor. Tasarım, ID.Buzz’ın dönüş dairesi çapının yaklaşık 11 metre olmasını da sağlıyor.
Lityum iyon batarya, 11 kW alternatif akımla (AC) şarj edilebildiği gibi, bir CCS konektörü aracılığıyla DC hızlı şarj istasyonunda 185 kW’a kadar artan bir güçte şarj edilebiliyor. Bu şekilde şarj edildiğinde, bataryanın şarj seviyesi yaklaşık 26 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e yükseliyor.
Hareket halinde bir yaşam için özenle düşünülmüş, geniş iç mekan
ID.Buzz, sürücü ve yolcularına, geniş tasarımlı iç mekanıyla son derece ferah bir ortam sunuyor. 5 kişilik ID.Buzz Pro’da yolcular son derece rahat seyahat edebiliyor ve eşyaları için de 1.121 litrelik bagaj alanından yararlanabiliyor. İkinci koltuk sırası yatırıldığında bu yük kapasitesi 2.205 litreye kadar çıkabiliyor. ID.Buzz Cargo ise, müşterinin tercihine göre önde şoför yanında tekli veya ikili koltuk seçeneği ile sunuluyor. Aynı zamanda 3,9 m3’lük kargo alanını ayıran sabit bir camlı bölme de bulunuyor.
Elektrokromatik Panoramik “Smart Glass” Akıllı Cam Tavan
Elektrokromatik panoramik “Smart Glass” akıllı cam tavan, katmanlı cam yapısı ve değiştirilebilir sıvı kristal film özelliği sayesinde şeffaf veya opak hale getirilebiliyor. Cam tavan, tavan kaplamasındaki kontrol tuşları üzerinden veya bilgi-eğlence sistemi aracılığıyla opak/şeffaf olarak ayarlanabiliyor.
Beş koltuklu çok yönlü bir araç: ID.Buzz Pro
Bir MPV olan geniş ID.Buzz Pro, aileler, boş zaman aktiviteleri ve iş amaçlı kullanım için özel olarak tasarlandı. Sürücü ve ön koltuktaki yolcu için, iç kısımda standart olarak ayarlanabilir kolçakların bulunduğu koltuklar yer alıyor. Arkada kullanılan üçlü arka koltuk grubunda koltuk sırtlıkları öne doğru katlanabiliyor. Ekstra diz mesafesi veya ilave bagaj alanı oluşturulması için, arka koltuk grubunun iki parçasını uzunlamasına 150 mm hareket ettirmek de mümkün. ID.Buzz’da easy open/close özellikli elektrikli sağ ve sol kayar kapılar standart olarak sunuluyor. Geniş bagaj kapağının ötesinde açılan alanda ise – beş kişi otomobildeyken – 1.121 litre bagaj alanı (arkadaki koltukların sırtlıklarının üst kenarına kadar yüklenmiş şekilde) oluşuyor. Arka koltuklar katlandığında ise kapasite 2.205 litreye çıkıyor.
Panel Van’da yeni bir dönemin başlangıcı: ID.Buzz Cargo
ID.Buzz Cargo’nun 3.900 lt’lik yükleme alanı kapasitesi iki Euro palet için yer sağlıyor. ID.Buzz Cargo’da arka kanatlı kapı ve yukarı açılır kapılar tüketicilere seçenek olarak sunulurken, yolcu tarafında da sürgülü bir kapı bulunuyor.
ID.Buzz’ın, Volkswagen ID ailesinin Türkiye’de satışa sunulan ilk modeli olduğunu belirten Volkswagen Ticari Araç Genel Müdürü Tolga Senyücel, “ID.Buzz, Volkswagen Grubu’nun tamamen elektrikli araç platformunda (MEB-modüler elektrikli araç platformu) üretiliyor. İçten yanmalı araç platformundan dönüşüm yapılmış bir araç değil, bu bakımdan müşteri beklentilerini tamamen karşılayacağını düşünüyoruz” dedi. Tolga Senyücel, “Volkswagen Ticari Araç olarak bu ürünün hem müşteri portföyümüze hem de satışlarımıza önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bu yıl için kotalarımız sınırlı da olsa, 2025 yılında pazara sunmayı planladığımız diğer ID.Buzz modelleriyle birlikte, satışlarımızın içinde elektrikli araç satışlarının yüzde 10 pay almasını hedefliyoruz.” şeklinde bilgi verdi.
Genel
Yeni Renault Rafele, Türkiye pazarına giriş yaptı
Renault’un D-SUV coupe segmentindeki yeni modeli Renault Rafale, İzmir Selçuk’tan başlayarak Muğla Bodrum’a uzanan bir rotada gerçekleştirilen tanıtım etkinliğiyle Türkiye pazarına giriş yaptı.
Adını Renault’un Fransız havacılık endüstrisindeki prestijli geçmişi ve 1934 yılında 445 km/s hıza ulaşan Caudron-Renault Rafale uçağından alan yeni Renault Rafale, iddialı ve karakteristik tarzı ile dikkati çekiyor.
Yeni Rafale, Renault’un yeni tasarım dili olan biçimli çizgileri ve ileri teknolojik özellikleri sonuna kadar taşırken, sunduğu gelişmiş sürüş deneyimiyle kullanım ve seyahat keyfini üst seviyeye çıkarıyor. Mevcut Austral modelinde kendini kanıtlamış olan üstün performans verimlilik oranına sahip 200 HP E-Tech hibrit güç-aktarma sistemi ile D-SUV segmentindeki önemli oyunculardan biri olarak görülüyor.
Sportif ve karakteristik tasarımı, özel olarak tasarlanan iç mekanı, Solarbay teknolojisine sahip cam tavanı ve 200 HP E-Tech tam hibrit motoruyla otomobil severlerin ilgisini çekmesi beklenen yeni Renault Rafale, sürüş zevkini üst seviyeye çıkarıyor.
Sürüş yardımcılarından (ADAS) pazardaki en sezgisel OpenR Link bilgi-eğlence sistemine kadar CMF-CD platformunun tüm ileri teknoloji özelliklerinden yararlanan yeni Renault Rafale, ikisi yeni olmak üzere beş farklı gövde rengiyle sunuluyor.
Yeni renkler ‘Saten Sedef Beyaz’ ve ‘Alpine Mavi’nin yanı sıra ‘Alev Kırmızı’, ‘Yıldız Siyah’ ve ‘Mineral’ Gri de diğer renk seçeneklerini oluşturuyor.
Yeni Renault Rafale’in çok modlu bir otomatik şanzımanla birleştirilen 200 HP E-Tech tam hibrit benzinli motoru, yakıt tüketimi (5,0 litre/100 km) ve CO2 emisyonu (107-113 g/km) (WLTP değerleri) açısından kendi sınıfında yeni standartlar belirliyor. 205 Nm tork ve 130 HP (96 kW) güç üreten 3 silindirli 1,2 litre turbo beslemeli benzinli motor ve iki elektromotordan oluşuyor.
Yeni Renault Rafale, lansmana özel 2 milyon 650 bin liradan başlayan fiyatıyla bayilerdeki yerini aldı.
MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, toplantıda yaptığı konuşmada ‘Yeni Renault Rafale ise gerek üst düzey dizaynı gerekse son teknoloji donanımlarıyla kullanıcılarına benzersiz bir sürüş deneyimi yaşatmak üzere üretilen ve D-SUV segmentinin bir numaralı oyuncusu olmak için pazara giriş yapan benzersiz bir model. Renault’un ürün gamının en üstünde bulunan, bizim için aynı zamanda bir prestij modeli olan ve OYAK vizyonunun bir sonucu olarak Türkiye’ye etkileyici şekilde giriş yapan yeni Renault Rafale’in çok sevileceğinden ve en çok tercih edilen SUV modelleri arasına gireceğinden hiç şüphem yok.’ İfadelerini kullandı.
Skoda’nın ikinci elektrikli SUV aracı: Elroq
Çinli Leapmotor, Stellantis ile Avrupa pazarına girdi
Tamamen elektrikli ID.Buzz Türkiye’de
Lexus’un Dijital Ayna Teknolojisi Es Sedan İle Avrupa Pazarına Geliyor
Motobike Istanbul 2019 Başladı
Toyota Corolla, “Yeni GR Sport” Versiyonu İle Artık Daha Sportif
Sektörel
-
Genel5 yıl ago
Lexus’un Dijital Ayna Teknolojisi Es Sedan İle Avrupa Pazarına Geliyor
-
Genel6 yıl ago
Motobike Istanbul 2019 Başladı
-
Genel4 yıl ago
Toyota Corolla, “Yeni GR Sport” Versiyonu İle Artık Daha Sportif
-
Tasarım5 yıl ago
Elektrikli yerli otomobil, C-Sedan “coupe” ve “station wagon” olarak hayal edilirse…