Connect with us

Genel

Gerçek Sporcu: 280 beygirlik Seat Leon Cupra

“En güçlü Seat” olarak tanımlanan Leon Cupra, segmentinin kriterlerini değiştireceğe benziyor. 280 beygirlik Seat Leon Cupra’yı ntv.com.tr Otomotiv Editörü Onur Akçay test etti.

280 beygirlik “En güçlü Seat”280 beygirlik “En güçlü Seat”
Oldukça yüksek fiyatlara satılan süper spor otomobillere herkesin ulaşması imkansız. Hal böyle olunca, daha kısıtlı bütçelere hızlı bir araç sahibi olmak isteyen, spor otomobilleri andıran bir performans yeterli görenler için üretilen modeller devreye giriyor. “Bütçemi elimden geldiğince zorlarım!” diyorsanız işte size iyi bir alternatif; Seat Leon Cupra.

Normalde bir aracı anlatmaya ilk olarak tasarımdan başlarız, ama Leon Cupra performansıyla ünlü bir otomobil olduğu için isterseniz tasarımı daha sonraya bırakalım ve performanstan başlayalım. İşte detaylar…

Çok düşük devirlerde dahi çok istekli olan Seat Leon Cupra’da 4 silindirli 2.0 litre turbo beslemeli benzinli bir motor görev yapıyor. 280 beygir güç üreten motor, 1750 devirden itibaren 350nm tork açığa çıkarıyor. Bu rakamların performansa yansıması da oldukça keyifli olur; araç 5.8 saniyede 100 km/s hıza ulaşabiliyor.

6 ileri DSG otomatik şanzımana sahip Seat Leon Cupra’da yakıt tüketimi hakkında net bir şey söylemek gerçekten imkansız. Çünkü bu tamamen kullanıcısına bağlı diyebiliriz. Eğer aracı standart bir Leon gibi kullanırsanız, sabırlı davranabilirseniz 100 kilometrede ortalama 9-10 litrelik tüketim değerlerini görebiliyorsunuz. Ama emin olun bu çok uzun sürmüyor. Cupra sizi sürekli gaza basmaya teşvik ediyor ve bu tuzağa düşüyorsunuz. 300 kilometre karma kullanımda bizim yakaladığımız yakıt tüketim ortalaması 13,5 litre oldu.


Aracın performansını yorumlarken “Comfort” ve “Sport” modlarına ek olarak sunulan “Cupra” sürüş profilinden de bahsetmek gerekiyor. Bu tuşa basıldığında, gaz pedalının hassasiyeti artıyor, DSG şanzıman olabilecek sportif geçişleri saplıyor, aracın sesi biraz değişiyor ve progresif olarak adlandırılan direksiyon da en sportif ayarda çalışıyor. Kısacası “cupra” sürüş modunda aracın verdiği keyif birkaç daha artıyor.

Seat Leon Cupra, VW Golf ve Audi A3 ile platform kardeşi, ama tasarım açısından ailenin diğer bireylerine benzemediği çok açık. Standart bir Leon’la neredeyse aynı ölçülere sahip. Sadece tampon tasarımının farklı olması boyutlarda çok küçük bir fark yaratıyor.

Aracın burnunda Leon Cupra’ya özgü tampon, yeni ön ızgaradaki damalı bayrak göze çarpıyor. Yan bölümdeyse siyah aynalar, Cupra logolu kırmızı fren kalipleri, ön çamurluktan başlayan, arka kapıda yok olan ve daha sonra arkaya doğru uzanan tasarım çizgisi kendisini gösteriyor. Arka taraftaysa spoyler, çift egzoz çıkışı, difüzör ve tabii ki Cupra logosu yazısı dikkat çeken noktalar oluyor.

Tabii ki kişiye göre değişir, ama bir model ailesinin en güçlü versiyonunda diğer araçlardan daha agresif bir tasarım ve renk beklemek gerekir. Tıpkı Cupra’nın Almanya’nın ünlü Nürburgring pistindeki rekorunu egale eden Megane RS Trophy’de olduğu gibi. O aracın sıra dışı rengi ve tasarım detayları diğer modellerden kolaylıkla ayrılmasını sağlıyor. Cupra’da standart Leon’a göre birçok farklılık var tabii ki, ama açıkçası uzaktan yaklaşırken üst donanımlı bir Leon veya FR modeliyle Cupra’yı birbirinden ayırmak pek kolay olmuyor. Keşke biraz daha agresif detaylarla süslenseymiş diyoruz, çünkü bu otomobil performansıyla gerçekten bunu hak ediyor.

Yeni Seat Leon Cupra’da yenilikçi full-LED farların yanı sıra LED gündüz sürüş farları ve LED arka stop lambaları da standart olarak sunuluyor. Leon Cupra’nın saatte 110 km/s hızın üzerinde 30 saniyeden uzun bir süre seyretmesi halinde, far huzme açısı otomatik olarak yola en uygun düzeye yükseliyor. Bu da yoldaki diğer sürücüleri rahatsız etmeden yolun en iyi şekilde aydınlatılmasını iyileştiriyor.

Cupra’nın dış tasarımının daha agresif olmasını beklediğimizi söylemiştik, bu düşüncelerimizin iç mekan içinde geçerli olduğunu vurgulayalım. Cupra’nın kokpitinde her şey yerli yerinde, büyük bir eksiklik veya ergonomi problemi bulunmuyor. Ama Cupra gibi güçlü bir otomobilin içinde diğer Leon modellerinden çok daha fazla özellik bekliyorsunuz. Ne yazık ki güçlü bir otomobilin içinde olduğunuzu hissettiren en önemli detaylar vücudu saran, yan yükseltileri çok iyi spor koltuklar ve alüminyum kaplamalı pedallar oluyor. Bu detayların dışında 280 beygirlik gücün enerjisini iç mekan tasarımında bulmak zor oluyor.

Kokpitin ortasına yerleştirilen ekrandan telefon, müzik gibi sistemleri kontrol edebiliyor, araç hakkında bilgiler alabiliyorsunuz. Fakat sistemin menüleri biraz detaylı. Çok fazla seçenek ve alt menü barındırıyor. Sistem bu kadar detaylı olunca bazı ayarları sürüş esnasında yolda yapmak neredeyse imkansız. Gerçekten bu sistemi kullanmak biraz alışkanlık istiyor, ama en azından birçok markada olduğu gibi büyük bir hata yapılarak klima kontrolleri sisteme dahil edilmemiş, alışık olduğumuz bir yere konumlandırılarak kullanım kolaylığı sağlanmış.

139 bin TL’den başlayan fiyatlarla satılan Seat Leon Cupra ucuz bir araç değil, ama kardeşleri olarak belirtebileceğimiz 5 kapılı rakipleriyle kıyasladığımızda mantıklı kalan bir araç. Örneğin; Leon Cupra gibi 2.0 litre TSI motorlu quattro Audi S3’ün fiyatı 190.500 TL’den başlıyor. VW Golf GTI ise 2.0 litre motora sahip, ama 220 beygir güç üretiyor. Yani Leon Cupra ve Audi S3’ten yaklaşık 60 beygir daha zayıf. Fiyatıysa Cupra’ya neredeyse aynı 138.300 TL. Peki 3 kapı veya 5 kapı ayrımını bir kenara bırakırsak Leon Cupra’nın en yakın rakibi kim olabilir? Tabii ki 280 beygirlik Golf R. Fiyatıysa 178 bin TL, yani Cupra’dan 39 bin TL daha pahalı. Ezcümle; güç olarak eşit olduğu en yakın kardeşlerinden birinden yaklaşık 50 bin TL, diğerinden yaklaşık 40 bin TL daha ucuz olan Leon Cupra iyi bir alternatif olduğunu kanıtlıyor.

Test ve Yazı: Onur Akçay
Fotoğraflar: Murat Şahin

Seat Leon Cupra Teknik özellikler
2.0 litre benzinli
280 hp @ 5600-6500 d/d
350nm @ 1700-5600 d/d
Karma yakıt tüketimi 13.5 litre
0-100 km/s : 5.8 saniye
Maksimum hız: 250 km/s
Başlangıç fiyatı: 139.000 TL
Test aracı fiyatı: 148.800 TL

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli

Volvo EX30: Tamamen Elektrikli Kompakt SUV Türkiye’de


Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.

EX30, Volvo, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor. Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30’un Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi. (*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)

EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.

Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor. Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.

Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.

Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.

EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor.

EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı. Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.

Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti: “EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor. Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”

 

Continue Reading

Elektrikli

Renault 5 E-Tech Elektrikli Türkiye’de Satışta

Modern şehir hayatının simgesi Renault 5 E-Tech Elektrikli, Türkiye’de 23 Haziran tarihinde yollara çıkıyor.

Techno donanımla satışa sunulan model, 40 kWh batarya seçeneği için 1.450.000 TL’den, 52kWh batarya seçeneği için ise 1.535.000 TL’den başlayan fiyatlarla kullanıcılarla buluşuyor.

Ayrıca 200.000 TL’ye kadar 12 ay vade %0,99 faiz ve 150.000 TL’ye kadar 12 ay vade %0 faiz seçenekleriyle Renault 5 E-Tech Elektrikli’ye sahip alma kolaylığı sağlanıyor.

Canlı renkleri, ikonik tasarımı ve tek şarjla 410 km’ye varan menziliyle Renault 5 E-Tech Elektrikli, benzersiz bir elektrikli deneyimi sunuyor.

Continue Reading

Elektrikli

Alpine A390’ın dünya lansmanı Fransa’da gerçekleşti

Alpine A390’ın dünya lansmanı, 27 Mayıs akşamı Fransa’nın Dieppe kentinde gerçekleşti. Alpine’in yeni spor fastback modeli A390, markanın DNA’sını ve A110’un heyecan verici sürüş deneyimini daha fazla işlevsellikle bir araya getiren çok özel bir model. AmpR Medium platformunda geliştirilen Alpine A390’ın odaklandığı en önemli şey ise sürüş keyfi. Bu model, tamamen elektrikli modellerden oluşan Alpine Dream Garage serisinin ikinci modeli olarak yerini aldı.

Alpine CEO’su Philippe Krief, “Alpine A390, 5 kişilik spor fastback yapısıyla A110 ruhunun yeniden yorumlanmış hali. A390, Alpine’in özü olup sportifliği ve performansı, teknoloji ve zarafetle bir araya getirerek hem günlük kullanıma hem de sportif sürüşlere uygun, benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor. Fransız tasarım uzmanlığından ilham alan bu özgün tasarım, tıpkı 70 yıldan uzun süredir Alpine’in yaptığı gibi spor otomobil tutkunlarını büyüleyecek. Alpine A390, elektrikli sportifliğin önemine inanan ve bu amaca ulaşmak için çok çalışan bir ekibin ürünü.” ifadelerini kullandı.

Alpine A390: Takım Elbiseli Yarış Otomobili
Özgün bir karaktere sahip, şık bir spor fastback olarak tasarlanan A390; ikonik hatlarının akıcı ve sportif çizgilerini, beş yolcusu için de davetkâr bir iç mekânla birleştiriyor. 4615X1885X1532 mm boyutlarıyla Alpine’in standart ölçüleri için geniş, ancak aynı zamanda bir o kadar da kompakt bir boyut sunuyor.

A390, Alpine’in efsane modeli A110’dan da zekice düşünülmüş detaylar taşıyor. Coupe oranları 110 metre uzaklıktan görülebiliyorken, kask vizörü şeklindeki arka cam ve kompakt cam yüzeyler, A390’ın dikkat çekici görünümüne katkıda bulunuyor. Ardından ikinci bir yorumlama seviyesi olan 110 santimetrede; entegre kapı kollarıyla arka kapıları canlandıran heykelsi çizgiyi, gövde çizgisinin omuz bölgesindeki hassas işçiliği, yansımaları ve hacimleri, aerodinamik akışları yönlendirmek üzere havanın geçmesine izin veren kaput çizgisi ortaya çıkıyor. 110 milimetrede ise dağlardan esinlenen üçgen şekilli ön tamponlar ve hava perdesi oluşturan açıklıklar gibi hayranlık uyandıran detaylar göze çarpıyor.

Diğer unsurlar ise benzersiz ışık imzasını şekillendiriyor. Önde “Kozmik Toz” adı verilen ışıklı üçgenler kümesi, atmosferi delen bir kuyruklu yıldız görüntüsünü çağrıştırıyor. Kullanıcı araca yaklaştığında ise bunlar karşılama animasyonuyla canlanıyor. Alpine logosunun kar taneleriyle çevrili bir yansıması da zemin seviyesinde yatay olarak hizalanıyor. Her detayı ayrı bir ayrıntı özenle düşünülmüş olan A390, tüm tasarımsal özellikleriyle dikkat çekici bir görünüm sergiliyor.

Alpine A390’da Elektrikli menzilin en önemli unsurlarından biri olan aerodinamik özellikler, göz alıcı ön kaputtan arka tampona kadar her bir ayrıntıda dikkatlice ele alındı. Tüm bunların yanı sıra Alpine A390; Deep Siyah, Abyss Mavi, Alpine Mavi, Mercury Gri, Topaz Beyaz ve Mat Thunder Gri olmak üzere toplam 6 adet gövde rengine sahip. Versiyona bağlı olarak tavan gövde renginde ve farklı bölgelerde çeşitli seçeneklerle sunuluyor.

İç Tasarım: 5 Kişilik Sportif Bir Koza
Alpine A390, iç mekânıyla tamamen sportifliğe adanmış bir dünya ortaya koyuyor. Konfor ve kalite, modelin yaşam alanında hemen kendini hissettiriyor. Deri kaplı ön konsol, orta konsol ve kapı panelleri bu izlenimi güçlendiriyor. Ayrıca içerisinde, Alpine’in dikkat çekici mavi rengiyle sofistike bir aydınlatma atmosferi de bulunuyor.

Sürücü odaklı bir mimariye sahip olan kokpit, 12,3 inç ve 12 inç yüksek çözünürlüklü ekranlarla kullanıcıyı Alpine evrenine çekiyor. Fiziksel iklimlendirme paneli, sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan ayarları değiştirmesine olanak tanıyor. Düz kenarlı ve Napa Mavi rengindeki spor direksiyonda ısıtma özelliğine ek olarak; sürüş modları, sürüş yardımcıları, telefon, sesli asistan ve gösterge paneli ekran modlarına ait kontroller de bulunuyor. Formula 1 dünyasından esinlenerek tasarlanan iki özel renkli alüminyum düğme, rejenerasyon seviyesini (mavi RCH düğmesi “Şarj”), tek pedal modunu ve sollama ile kalkış kontrolü için kullanılan Boost (kırmızı OV düğmesi “Geçiş”) işlevlerini kontrol ediyor. Ayrıca sesli komut için özel bir anahtar sistemi de mevcut.

İkonik A110 tasarımından esinlenen yüksek orta konsol, iki ayarlanabilir kanatla vurgulanan Alpine RND şanzıman kontrollerini içeriyor. Alcantara mikrofiber malzemeden üretilen mavi ve gri napa deri kaplı Sabelt® ısıtmalı Alpine Sport koltuklar, koltuk başlıklarında bulunan A logosu, Devialet alüminyum hoparlör kapakları, opsiyonel mikrofiber tavan döşemesi ve Atelier Alpine imzalı çok sayıda kişiselleştirme seçeneği (fren kaliperi rengi, koltuklar, jantlar, vb.) ayrıcalıklı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Alpine A390 ayrıca, 532 litre bagaj hacmine sahip. Opsiyonel iki katlı bagaj zeminiyle ise ek işlevsellik de sunuyor.

Alpine A390, yüksek çözünürlüklü 12 inçlik dikey formatlı merkezi ekrana, grafik temalara ve Alpine tasarım diline özgü bir kullanıcı arayüzüne sahip. Piktogramların tasarımı, yazı tipleri ve Alpine mavisi arka plan, iki ekran arasındaki görsel uyuma katkıda bulunuyor. Alpine Portal sistemi, Android Automotive ve Google Automotive Services bağlantılı sistemleri temel alınarak oluşturuldu. Akıcı ve verimli çalışıyor ve ayrıca kablosuz güncelleme (FOTA) teknolojisiyle sürekli olarak uzaktan güncelleniyor. Google Haritalar destekli GPS navigasyon ve elektrikli araçlar için rota planlama özelliği tüm ürün gamında standart olarak sunuluyor. Ayrıca Google Asistan sesli asistan özelliği de bulunuyor.

Ödün Verilmeyen Alpine Performansı ve Muhteşem Donanım
Alpine’in isimlendirme stratejisi A harfi ve üç rakamdan oluşuyor. 3 aracın boyutunu, 90 ise markanın çok yönlü günlük araçlarını ifade ediyor. 4.615 mm uzunluğunda olan A390; denge için daha fazla iz genişliği, özel dövme alüminyum süspansiyon bağlantıları ve üstün manevra kabiliyeti için 2.708 mm aks mesafesi gibi ince ayrıntıları bir araya getiriyor. Düşük ağırlık merkezi ve önde %49, arkada %51 ile ideal ağırlık dağılımı, çok dengeli ve eğlenceli bir sürüş deneyimi için mükemmel bir temel oluşturuyor.

A390 sınıfının en iyi performans seviyesine sahip olup, bu performans batarya tam şarj olmasa bile performans kaybı olmadan sürdürülebilecek şekilde tasarlandı. Üç motorun sağladığı dört tekerlekten çekiş sistemi, A390’a her türlü yol koşulunda örnek gösterilebilecek bir çekiş gücü kazandırıyor. GT versiyonu toplam 400 hp güç ve 650 Nm’ye varan tork değeriyle, 0’dan 100 km/s hıza sadece 4,8 saniyede ulaşarak ve maksimum 200 km/s hıza çıkarak sınıfının en iyi performans seviyesini sunuyor.
GTS versiyonu ise 470 hp güç ve 808 Nm’ye kadar tork değeriyle 0’dan 100 km/s hıza 3,9 saniyede ulaşıyor ve maksimum 220 km/s hıza çıkıyor. Arkadaki iki motor, A390’ın sürüş dinamiklerinde önemli rol oynayan Alpine Aktif Tork Yönlendirme sistemini harekete geçiriyor. Şasi ayarı, Alpine ürün gamının referans modeli olan A110’un çevikliğini, hafifliğini ve dengesini en iyi şekilde yansıtıyor.

A390, konfor ve yol tutuşu arasında en iyi dengeyi sağlamak üzere hidrolik stoperli özel bir süspansiyona sahip. Fren sistemi ise 365 mm disklere ve 6 pistonlu kaliperlere Alpine için bir ilk niteliğinde. A390 en güncel nesil gelişmiş sürüş destek sistemlerine (ADAS) sahip. Kademeli acil durum freniyle sürücü dikkat dağınıklığı izleme işlevi, ön dışında geri işleviyle geliştirilen otomatik acil durum freni, şeritten çıkma uyarısı ve park anında yolcular için güvenli çıkış gibi yeni özellikler, geleneksel sürüş yardımcılarını tamamlıyor. Direksiyonun sol tarafında bulunan My Safety düğmesi, sürücünün ADAS ayarlarını tek dokunuşla seçmesine, bunları etkinleştirmesine veya devre dışı bırakmasına, müdahale seviyesine ve sesli uyarılar konusunda karar vermesine olanak tanıyor.

Çığır Açan Yüksek Performanslı Batarya
Alpine A390 bir ilk olarak Fransız uzman Verkor tarafından Alpine için özel olarak geliştirilen ve Fransa’da üretilen yüksek performans kimyasına (hücreler ve modüller) sahip bir batarya ile yollara çıkıyor. Verkor, 400V bataryanın tüm mimarisini, özel olarak boyutlandırılmış bir soğutma sistemi (özellikle daha yüksek su akış hızı sayesinde) ve yüksek nikel içeriğine ve yüksek enerji yoğunluğuna sahip NMC kimyasıyla yeniden tasarladı. A390, 89 kWsa gibi oldukça yüksek batarya kapasitesi sayesinde 20 inç jantlarla 555 km’ye kadar (WLTP çevrimi, onay bekliyor), 21 inç jantlarla ise 520 km’ye kadar (WLTP çevrimi, onay bekliyor) menzil sunuyor. Tüm donanım seviyelerinde standart olarak bir ısı pompası bulunuyor ve iç sıcaklığı optimize ederek menzili koruyor.

A390’ın mükemmel ortalama şarj performansı sayesinde DC hızlı şarj 190 kW’a kadar çıkabiliyor. Akıllı şarj yönetimi sayesinde uzun süre boyunca yüksek şarj gücünü koruyabilme becerisi ön plana çıkıyor. Bu sayede araç 20 dakikadan kısa sürede şarj edilebiliyor, 2 saatlik otoyol sürüş menzili geri kazanılabiliyor ve 25 dakikadan kısa sürede %15’ten %80’e şarj edilebiliyor*. 11 kW entegre şarj cihazı standart olup opsiyon olarak 22 kW seçilebiliyor. Ayrıca opsiyonel adaptörle V2L uyumlu çift yönlü şarj özelliğini destekliyor.

Alpine A390’ın 2026 yılında Türkiye’ye de getirilmesi planlanıyor.

 

 

Continue Reading

Elektrikli

Audi’nin yeni Premium SUV aracı Q6 e-tron Türkiye’de

Audi Türkiye, elektrikli SUV ürün gamına, premium orta sınıfta tamamen elektrikli bir SUV model olan Q6 e-tron’u ekledi. Audi showroomlarında yerini alan model, Q6 SUV e-tron ve Q6 Sportback e-tron kasa tipiyle 6.460.382 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.

Güçlü dış tasarım, sportif ve mükemmel gövde orantılarına sahip Audi Q6 e-tron ile yeni iç tasarım felsefesi de ürün gamına dahil oluyor. Toplam 100 kWsa (94,9 kWsa net) brüt batarya kapasitesi ile güçlü elektromotorlar, etkileyici hızlanma değerlerinin yanı sıra Audi Q6 e-tron quattro’da 619 kilometreye kadar menzil sağlıyor.

Etkileyici şarj performansı
Audi Q6 e-tron şarj performansı ile öne çıkıyor. Bataryanın gelişmiş termal yönetimi, 800 volt entegre elektrik sistemi ile birlikte şarj sürecini çok yönlü ve sorunsuz bir deneyime dönüştürüyor. Örneğin Audi Q6 e-tron’un, 270 kW maksimum şarj hızı sadece 10 dakika’da 255 kilometreye kadar menzil sağlıyor. Bataryayı yüzde 10’dan 80’e şarj etmek için sadece 21 dakika yetiyor.

Q6 e-tron ile yeni tasarım felsefesi seri üretime geçiyor
Audi Q6 e-tron’un iç mekânı kullanıcı gereksinimlerine cevap verecek şekilde tasarlandı. Malzeme özellikleri henüz geliştirme sürecinin çok erken bir aşamasında tasarıma dahil edildi ve böylece Audi MMI panoramik ekran ve MMI ön yolcu ekranı ile birlikte görsel olarak net bir dijital sahne oluşturdu. İç mekânın yüksek kontrastlı yapısı, tasarım ve ergonomi açısından yolculara göre uyarlanmış üç boyutlu bir mekânsal mimari yaratıyor. İç mekandaki ambiyans ise yalın bir mimariye sahip.

Audi Q6 SUV e-tron’un bagajı, 526 litre depolama alanı sunuyor. Arka koltuk katlandığında bagaj hacmi 1.529 litreye kadar çıkıyor. Ayrıca arka koltuklar 40:20:40 oranında bağımsız olarak katlanıyor. Bunun dışında ön kaputun altında bir ön bagaj bulunuyor ve 64 litre ile küçük seyahat çantaları ya da şarj kabloları için pratik depolama alanı sağlıyor.

Sportif performans: Güçlü güç aktarma sistemleri
Audi Q6 e-tron quattro, arka aksta sabit mıknatıslı senkron motor (PSM) ve ön aksta senkron olmayan bir motorla (ASM) sunuluyor. quattro deneyimini yukarı taşıyan bu motorlar, 285 kW (387 hp) güç sağlıyor. Q6 SUV e-tron quattro (Birleşik enerji tüketimi: 19,6 -17,0 kWsa/100 km (WLTP); ortalama COemisyonu: 0 gr/km; COsınıf A) sıfırdan 100 km/s hıza sadece 5,9 saniyede ulaşıyor. PPE için geliştirilen yeni elektromotorlardaki verimlilik geliştirmeleri, önceki elektrikli modellere kıyasla yaklaşık 40 kilometre daha fazla menzil sağlıyor.

Daha güçlü ve akıllı bir batarya sayesinde menzilde yeni standartlar
Tamamen yeni batarya (HV batarya), mevcut Audi ürün gamındaki en yüksek elektrik menzilini sağlıyor. 619 kilometreye varan menzil ile Audi Q6 e-tron quattro, yüksek günlük kullanım kolaylığı sağlıyor ve böylece sınıfının en uzun menzilli modellerinden biri olarak öne çıkıyor. Yenilenmiş batarya altyapısı ve gelişmiş termal yönetim sayesinde menzil artmakla kalmıyor, şarj gücünü de artırarak kısa molalarla uzun menziller elde edilebiliyor.

Aydınlatma teknolojisinde dünyada bir ilk
Audi, Q6 e-tron ile sadece elektrikli ulaşımda değil, aynı zamanda Audi DNA’sının önemli bir parçası olan aydınlatma teknolojisinde de yeni bir sayfa açıyor. Audi Q6 e-tron, aktif dijital ışık imzasının dünya tanıtımı ile benzersiz tasarım ve Audi’ye özgü estetikte yeni bir dönem başlatıyor.

Akıllı farlar ve arka aydınlatma grubu sayesinde daha fazla güvenlik
Audi, güvenlik işlevlerini de yeni bir seviyeye taşıyor. Diğer Audi modellerinden zaten kullanılan yakınlık algılama işlevi, Audi Q6 e-tron’da iletişim ışığı ile daha da gelişti. Bu işlev diğer yol kullanıcılarını kazalar ve arızalar konusunda uyarıyor. Bu amaçla, dijital OLED arka aydınlatma grubundaki iletişim ışığı, kritik durumlarda normal arka aydınlatma grafiğine ek olarak entegre uyarı sembolü ile özel bir arka aydınlatma imzası gösteriyor. Bu yardımcı sistemi sadece Audi kullanıcısını değil, aynı zamanda tüm yol kullanıcılarını da destekliyor.
Ayrıca ikinci nesil dijital OLED arka aydınlatma gurubu, Acil Durum Yardımı, RECAS (Arkadan çarpışma uyarı sinyali), dörtlü flaşör, acil durum çağrısı (eCall), yol yardım çağrısı ve acil durum freni uyarısı için sembollerle iletişim ışığını etkinleştiriyor.

Dijitalleştirmeyi deneyimleme – yeni ekran ve işletim konsepti
Yeni elektronik mimari ile kullanıcılar araçta dijitalleşmeyi her zamankinden daha fazla deneyimliyor. Audi MMI panoramik ekran ve MMI ön yolcu ekranı ile bir Dijital Sahne iç mekanı süslüyor. Açıkça gruplanan ekranlar tasarım konseptine tam olarak entegre edilmiş durumda ve iç mekâna ferah ve havadar bir his katıyor. 11,9 inç Audi sanal kokpit ve 14,5 inç MMI dokunmatik ekrandan oluşan zarif ve açıkta duran Audi MMI panoramik ekran kavisli bir tasarıma ve OLED teknolojisine sahip. Sürücünün kontrol alanı eğimli bir tasarıma sahip ve ekranın kavisli şekli sürücüyü sarıyor. Ayrıca Kavisli Ekranın şekli Audi’nin tipik Singleframe tasarımını andırıyor. Ambiyans aydınlatma kavisli ekranın karanlıkta havada süzülüyor gibi görünmesini sağlıyor. Ön konsol tasarımına mükemmel bir şekilde entegre edilen ve Audi’de ve premium orta sınıfta ilk kez kullanılan 10,9 inç MMI ön yolcu ekranı ön yolcuların dijital sahnesini tamamlıyor.

Continue Reading

Sektörel

Copyright © Carturk - carturk@gmail.com