Connect with us

Genel

Hyundai tamamen yenilenen Santa Fe’yi Tanıttı

Hyundai, baştan sona yenilediği Yeni SANTA FE modeliyle SUV segmentinde tüm dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. SANTA FE modelinin tarihi gelişimini paylaşmak ve etkili bir tanıtım yapmak için New Mexico’daki Santa Fe bölgesini tercih eden Hyundai, aynı zamanda araca adını veren coğrafyayı da yâd etmiş oldu. Dünya Prömiyeri filminde radikal bagaj kapağı, iç mekân ferahlığı ve cesur tasarım vurgulanırken tüketicilerin günlük deneyimlerini de farklı bir şekilde işlemiş oluyor.

Yeni modelin köşeli şekli ve uzun dingil mesafesi, SANTA FE’nin daha güçlü bir duruş sergilemesine yardımcı oluyor. Büyüyen boyutlara ek olarak daha cesur ve radikal bir şekilde karşımıza çıkan dış tasarım, hem şehir hem de doğa odaklı ortamlar için son derece uyumlu bir duruş sergiliyor. Yeni SANTA FE’nin ön kısmı, H şeklindeki farları, keskin hatlı çamurlukları ve yukarıda konumlandırılmış motor kapağı sayesinde oldukça güçlü bir ilk izlenim bırakıyor. H şeklindeki farlar, alçak konumlu ızgara tasarımı birlikte, cesur ve ayırt edici bir görüntü oluşturmak için Hyundai ambleminden ilham alıyor.

Daha uzun dingil mesafesi SANTA FE’ye ihtişam duygusu veriyor. Sportif tavan çizgisi, geniş çamurluk eklentileri, daha kısa ön çıkıntı ve etkileyici tasarımlı 21 inç jantlarla merak uyandıran SANTA FE, bir başka deyişle segmentine farklı bir bakış açısı getiriyor. Global pazarlarda 10 farklı gövde rengiyle satışa sunulacak olan yeni model, dış tasarımındaki ihtişamını renkli görselliğiyle de pekiştirmiş olacak. SANTA FE’nin tamamen yeni iç mekanı, yatay ve dikey tasarım öğelerini vurguluyor. Dış tasarımın cesur hatlarına uyum sağlayan iç mekanda genişlik hissini artırmak ve benzersiz bir tasarım dengesi oluşturmak için ön panele ve hava menfezlerine H şeklinde bir tasarım uygulanmış.

Yeni iç mekan, SUV modelin doğasına uygun olarak konfor ve güvenlik özellikleriyle de destekleniyor. SANTA FE’nin 12,3 inçlik dijital panelini ve bilgi-eğlence sistemini kapsayan sınıfının birincisi Panoramik Kavisli Ekranı, görünürlüğü artırırken aynı zamanda lüks vurgusunu perçinliyor. Daha uzun dingil mesafesi ile gelen Yeni SANTA FE, sınıfında lider bir iç mekan sunuyor. Tamamen katlanabilir ikinci ve üçüncü sıra koltuklar, bagaj kapağı açıkken iç mekana teras benzeri bir alan yaratarak kullanıcıların açık havada daha rahat bir şekilde eğlenmelerini sağlıyor.

SANTA FE’nin iç tasarımındaki tavan döşemesi, paspasları, koltukları, koltuk arkalıkları, hava yastığı, kapı çıtası ve panel kaplamaları için çevre dostu malzemeler kullanılmış. Özellikle suni deri koltuklar, insan sağlığını koruyan güvenilir malzemelerden yapılırken Avrupa’da 1. sınıf olarak sertifikalandırılmış.

Yeni SANTA FE, sınıfında lider yükleme kapasitesi ve geniş bir bagaj kapağı sunarak kentsel yaşam tarzları için harika bir alternatif olarak öne çıkıyor. Spor ekipmanlarından kamp malzemelerine kadar her şey için bolca yer sunan yeni model, daha geniş tavan için C sütununda bulunan Gizli tip Destek Kolu ile dış mekan işlevselliğini en üst düzeye çıkarıyor. Yeni SANTA FE’de ikinci ve üçüncü sıra diz mesafesini artırarak yaşam alanına öncelik veren Hyundai, SUV segmentinde sınıfının en iyisi üçüncü sıra koltuk konforu sunuyor.

Benzinli SANTA FE’nin ikinci sıra diz mesafesi, yeni modelde 35 mm artırılarak 1.075 mm’ye çıkarılmış. Hibritin ikinci sıra diz mesafesi de 20 mm artırılarak 1.055 mm’ye ulaşıyor. Üçüncü sıra diz mesafesi uzunluğu ise 15 mm artırılarak 761 mm’ye çıkarılmış. Güçlü SUV, aynı zamanda sınıfının en iyisi üçüncü sıra baş mesafesi sunuyor. Üçüncü sıranın baş yüksekliği 69 mm artırılarak 958 mm’ye çıkamış. Oturma yüksekliği de 30 mm artırılarak 282 mm’ye çıkarılmış ve  10 derece yatırılabiliyor.

Hyundai, doğa tutkunlarının farklı ihtiyaçlarını karşılamak için SANTA FE ile eş zamanlı olarak özel tasarlanmış bir konsept model de tanıttı. XRT Concept adı verilen bu model, zorlu arazi şartlarında yol alabilmek için tasarlanmış. XRT Concept, doğada daha fazla zaman geçirmek isteyenler için geliştirilirken aynı zamanda yükseltilmiş süspansiyonları, arazi tipi lastikleri ve kamp yapmaya elverişli donanımlarıyla görenleri heyecanlandırıyor.

Yeni SANTA FE, Kore ve Kuzey Amerika’da iki farklı aktarma organı seçeneğiyle satışa sunulacak. Benzinli 2,5 litrelik turbo ünite (Theta III 2,5T GDI – 8DCT), maksimum 281 PS motor gücüne ve maksimum 265 Nm torka sahip. Benzinli 1,6 litrelik Turbo Hibrit seçenek ise (Gamma III 1.6T GDI HEV – 6AT), maksimum 180 PS güç ve yine 265 Nm tork üretiyor. Avrupalı SANTA FE ise 1,6 litrelik Turbo Hibrit (Gamma III 1,6T GDI HEV – 6AT) ve benzinli 1,6 litrelik Turbo Plug-in Hibrit (Gamma III) motorlarla satışa sunulacak.

Amerika ve Avrupa dışındaki bazı pazarlarda da 194 PS gücündeki 2,5 litrelik benzinli motorla satışa sunulacak olan Yeni SANTA FE, ilk olarak yılın ikinci yarısında Kore’de satılmaya başlanacak. Gelecek yılın ilk yarısında Kuzey Amerika ve Avrupa’da piyasaya sürülmesi planlanan otomobilin Kuzey Amerika prömiyeri ise 2023 Los Angeles Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirilecek.

Hyundai Motor Company Başkanı ve CEO’su Jaehoon Chang, “Birinci nesil SANTA FE’nin 23 yıl önceki tanıtımından bu yana, ikonik SUV modelimiz dünya çapında milyonlarca müşterinin gönlünü fethetti. Yeni SANTA FE’nin şık tasarımı ve güçlü SUV kimliği, segmentinde sınırları zorlayacak” dedi.

Hyundai Global Tasarım Merkezi Başkanı SangYup Lee, “Yeni SANTA FE, şehir hayatı ile doğal ortamlar arasında mükemmel bir denge oluşturan modelimiz. Ayrıca, ailece yaptığımız seyahatlerden özgürlüğün tadını çıkardığımız kamp maceralarına kadar her şeyin üstesinden gelen bir SUV. Daha uzun dingil mesafesi, geniş iç mekanı ve diklemesine açılan bagaj kapağıyla Yeni SANTA FE, günlük kullanımda çok yönlü kullanım özellikleriyle öne çıkıyor” dedi.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

DS’den premium kompakt: Yeni DS 4 Pallas

Fütüristik zarafet, kusursuz çizgi ve teknolojik mükemmeliyetin tanımı olan DS Automobiles, premium kompakt sınıftaki DS 4 modelinin yeni versiyonu olan PALLAS’I Türkiye’de satışa sunmaya başladı. En lüks beş yıldızlı otellere verilen “Palace” ödülünden ilham alan PALLAS ismi DS 4 ile DS Automobiles ailesine geri dönüyor. Geçmişin DS’ine ait tarihi bir versiyon olan Pallas 1964 yılında lanse edildi. 60 yıl sonra bir kez daha Fransız uzmanlığını ortaya koyma hedefiyle yeniden hayat buluyor. Her ikisi de sekiz ileri oranlı tam otomatik şanzımanla kombine edilen PureTech 130 ve BlueHDi 130 motor seçenekleri ile 2.116.900 TL’lik başlangıç fiyatıyla sunulan DS 4 PALLAS, ayrıntıya gösterilen olağanüstü özen ile benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Bununla birlikte DS Automobiles, kasım ayında DS 4 PALLAS BlueHDi 130 ve DS 4 PALLAS PureTech 130 modellerinde 900 bin TL için 12 ay vadeli ve %1,99 faizli kredi veya cazip takas desteği olanaklarıyla seyahat sanatını yaşamak isteyenleri DS Store’lara bekliyor.

Sade, zarif ve kişiselleştirilebilir DS 4 PALLAS, krom dış tasarım detayları, 19 inçlik LIMA hafif alaşım Jantları, PALLAS tasarım konsepti ile kombine edilerek kaliteli ve sofistike görünüm ile mutlak zarafeti arayanları cezbediyor. DS Automobiles tasarım imzalarından, farlarla ızgarayı birbirine bağlayan DS WINGS detayı, arka aydınlatma grubu arasındaki süs çıtası, kaputta PALLAS arması, krom süslemeli ön ızgara ve yan cam çerçeveleri ile sade ve zarif bir görünüm oluşturuyor. Yüksek yoğunluklu köpük dolgulu Diamond Tungstène kumaş ve suni deri kombinasyonu döşemelerin sardığı koltuklar, yeni süs dikişleri ile daha kaliteli ve sofistike tasarım sunuyor. Balık pulu efektli bazalt siyahı ve bronz belem dekorlar, DS 4 PALLAS’ın iç mekanındaki detaylara verilen önemi vurguluyor. Tüm bu özel donanımlara ek olarak, elektrikli ve hafızalı sürücü koltuğu, akustik izolasyonlu kapı camları, elektrikli bagaj kapağı ve DS SMART TOUCH dokunmatik kumanda ekranı gibi opsiyon seçenekleri sayesinde yeni DS 4 PALLAS kişiselleştirebiliyor.

DS 4, kompakt hatchback sınıfında yepyeni bir tasarım anlayışını kullanıcılarıyla buluşturuyor. Boyutlarıyla da bunu kanıtlıyor; 1,83 metrelik genişliği, kompakt 4,40 metrelik uzunluğu ve 1,47 metrelik yüksekliğiyle otomobil etkileyici bir görünüm sunuyor. Profil, akıcılıkla keskin hatları bir araya getiriyor. Gizli kapı kolları, yan tasarımdaki heykelsi yüzeyler ile uyum sağlıyor. Gövde tasarımı ile aerodinamik tasarımlı ve 19 inçlik jantlara sahip büyük tekerleklerin oranı zarif bir görünüm oluşturuyor. Arka tarafta tavan, teknik bilgi birikiminin bir göstergesi niteliğindeki isteğe bağlı olarak sunulan emaye yüzey baskılı arka camın dik kavisiyle oldukça aşağı uzanıyor. Silüet, zarif olduğu kadar aerodinamik açıdan etkili de. Arka çamurluklar, kıvrımları ve C sütununu vurgulayan, DS logosunu taşıyan siyah renkli keskin köşeleri ile fit ve güçlü bir tasarım ortaya koyuyor. Arkada, lazer kabartmalı balık sırtı efekti ile yeni nesil özgün aydınlatma grubu bulunuyor. DS 4’ün özel çamurluk tasarımları, ustalıkla verilen krom dokunuşları ve görkemli, atletik bir duruş sağlayan kontrast siyah tavan seçeneği sayesinde zarafet, en baskın nitelik. Dış tasarımı tamamlayan bir unsur olarak DS 4 PALLAS, beş farklı renk seçeneğine de (sedefli kristal grisi, sedefli inci beyazı, sedefli perla nera siyahı, sedefli gece uçuşu, metalik platin grisi) sahip olmasıyla öne çıkıyor.

DS 4’ün ön yüzü yeni, kendine has ışık imzası ile karakterize edildi. Standart kapsamda tümüyle LED’lerden oluşan oldukça ince farlar sunuluyor. Farlar ek olarak; her iki tarafta iki LED hattından, toplam 98 LED’den oluşan, gündüz farlarını da içinde barındırıyor. DS Automobiles tasarım imzalarından DS WINGS, farlarla ızgarayı birbirine bağlıyor. Ek olarak, uzun kaput, hareket sağlayarak silüete dinamik bir görünüm katıyor. Zarif ve sade bir görünümle gelen DS 4 PALLAS ise Pallas tasarım konsepti’ne (parlak siyah DS WINGS, krom arka aydınlama grubu arasındaki süs çıtası, krom süslemeli ızgara ve krom yan cam çerçeveleri) ek olarak dikkat çeken 19 inçlik LIMA alaşım jantlara, balık pulu efektli bazalt siyahı dekorlu ve bronz belem dekorlu kapı ve gösterge paneli kaplamalara sahip.

DS 4 PALLAS, dışarıdan verdiği premium otomobil hissini, iç mekâna geçildiğinde daha da yukarıya çekecek özel tasarımı ile dikkat çekiyor. Model, dijital, akıcı ve ergonomik bir iç mekâna sahip. İşlevleri kadar tasarımı da düşünülen her bir parça bir bütün olarak birbiriyle bağlantılı. Seyahat sanatı, deneyimi kolaylaştırmak için üç arayüz bölgesinde gruplanan yeni kontrol düzeni kullanılarak gösteriliyor. Usta saat zanaatkarlarından ilham alınan Clous de Paris işlemeleri ile DS AIR’in gizli havalandırma çıkışları dikkat çekiyor. Bu, orta konsol tasarımının akıcı ve zarif olmasını sağlıyor. DS 4 PALLAS’ın içi, iki birleşik alandan meydana geliyor: Konfor için bir temas bölgesi ve farklı arayüzler için interaktif bölge. Cam kontrolleri için iki tonlu uygulama, bilişsel algılamayı tetiklemek için tasarlanmış. Yüksek yoğunluklu köpük dolgulu koltukları kaplayan Diamond Tungstène kumaş ve suni deri kombinasyonlu döşemeler, yeni süs dikişleri kullanılarak DS 4’ün iç tasarımında zarafet ve teknolojiyi harmanlıyor. İçerideki ahenk hissi, kişiselleştirilebilir ambiyans aydınlatması ile vurgulanıyor. Bu şekilde dolaylı olarak, yan tasarımı vurgulamak ve dinamik dinginlik hissine katkıda bulunmak amaçlanmış.

Türkiye’de PureTech 130 benzinli ve BlueHDi 130 dizel motor seçenekleri ile sunulan DS 4 modeli, sekiz ileri oranlı tam otomatik şanzıman ile kombine ediliyor. Verimliliğin ön planda olduğu DS 4 PALLAS, her iki motor seçeneğinde de performans beklentilerini karşılıyor. Sadeleştirilmiş ve anlaşılması kolay donanım seviyesi DS 4 PALLAS’ta, bu pakete özgü donanımlara ek olarak yüksek seviye güvenlik ve hem sürücüye hem de yolculara yüksek konfor sunan standart donanım listesi dikkat çekiyor. 10’’ Multimedya ekranlı müzik ve eğlence sistemi, 7 inç Dijital Gösterge Paneli, Kablosuz Mirror Screen (Apple CarPlay, Android Auto), Geri Görüş Kamerası Temizleme Fonksiyonu, iki bölgeli otomatik klima, toplam dört adet USB bağlantısı, DS AIR Gizli Havalandırma Sistemi, gizli kapı kolları, sekiz renkli PolyAmbient ambiyans aydınlatması, açılır cam tavan, Kamera Destekli Aktif Güvenlik Freni, Aktif Şerit Takip Yardımcısı, Dur-Kalk Fonksiyonlu Adaptif Hız Sabitleyici ve Hız Sınırlayıcı gibi standart olarak sunulan özellikler öne çıkanlardan yalnızca bazıları olarak dikkat çekiyor.

DS 4 PALLAS, Konfor Paketi ile, Otomatik Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sistemi, elektrikli bagaj kapağı, Akustik İzolasyonlu Camlar, Elektrikli ve Hafızalı Sürücü Koltuğu ve Isıtmalı Ön Koltukları, Teknoloji Paketi ile Navigasyon ön hazırlığı, DS SMART TOUCH dokunmatik kumanda ekranı ve Kablosuz Cep Telefonu Şarj Fonksiyonu gibi özelliklerle kişiselleştirilebiliyor.

Continue Reading

Elektrikli

Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV: IONIQ 9

Hyundai, üstün genişlik, şık tasarım ve gelişmiş EV teknolojisini IONIQ 9’da bir araya getiriyor. Düz bir zemine sahip olan IONIQ 9, döndürülebilir koltuklarıyla da yolcu deneyimini zirveye taşıyor. Universal Island 2.0 kokpitiyle etkileyici bir iç mekana sahip olan otomobilde 110,3 kWh bir pil var. IONIQ 9, yüksek kapasiteli bu piliyle birlikte 620 km’lik bir sürüş menzili vaat ediyor. Büyük SUV pazarında dikkat çekecek olan IONIQ 9, 2025’in ilk yarısında satışa sunulacak.
Hyundai Motor Company, son teknoloji tasarım ve yenilikçi elektrikli araç teknolojisini bir araya getiren, geniş iç mekana sahip, üç sıralı ve tamamen elektrikli SUV modeli olan IONIQ 9’u tanıttı. Dünya lansmanı Amerika, Los Angeles’teki ikonik Goldstein House’da gerçekleştirilirken aracın tasarım özellikleri de mekanın orta yüzyıl modern mimarisine önemli bir gönderme yapıyor.

2030 yılına kadar 23 adet yeni EV modelini tanıtmayı planlayan Hyundai, IONIQ modelleriyle tüm dikkatleri üzerine çekeren aynı zamanda EV dünyasında liderliği de hedefliyor. Sırasıyla 2022 ve 2023’te Dünya Yılın Otomobili Ödülleri’nde (WCOTY) üç kez birincilik kazanan Hyundai, IONIQ 5 ve IONIQ 6’nın ardından şimdi de IONIQ 9 ile bu başarıyı sürdürmek istiyor. IONIQ 9’un dünya prömiyeri, Hyundai Motor Company Başkanı ve Global Operasyon Direktörü José Muñoz’un açılış konuşmasıyla başladı. IONIQ 9’un tanıtımının ardından etkinlikte, Hyundai markasını ve IONIQ 9’un tasarımını ele alan bir sergi de düzenlendi. Bu sergi alanı, IONIQ 9’un gelişim yolculuğunu vurgularken aynı zamanda markanın geleceği hakkında da önemli ipuçları verdi. Hyundai Motor Company Başkanı ve CEO’su Jaehoon Chang ise tanıtımı yapılan yeni modelle ilgili olarak “IONIQ 9, Hyundai’nin elektrifikasyona olan bağlılığını ve güvenini temsil ediyor. Hyundai Motor Grubu’nun beğeni toplayan Elektrik-Global Modüler Platformu (E-GMP) ile geliştirilen IONIQ 9, olağanüstü bir iç mekan alanı sunarak kullanıcılara benzersiz bir yolculuk deneyimi sunarken global EV pazarındaki liderliğimizi de sağlamlaştırıyor” dedi.

IONIQ 9, yedi kişiye kadar oturma alanıyla öne çıkan bir otomobil. Üç sıralı bir oturma düzenine sahip IONIQ 9, böylece geniş bir EV arayan kullanıcılar için oldukça çekici bir seçenek olarak bir adım öne çıkıyor. Bireysel ihtiyaçlara hitap eden etkileyici bir iç mekan ve teknolojik özelliklerle dolu olan otomobil, ayrıca geniş bir evin salonunuydaymış gibi bir his uyandırıyor. Eliptik malzemelerle hazırlanan iç mekan, sakinleştirici tonlarla da karakterize edilmiş. Panoramik tavandan gelen doğal ışık ise kabine dingin ve doğal bir his sağlıyor. IONIQ 9’un düz zemini de altı veya yedi kişilik oturma düzenlemelerine olanak tanıyor. Birinci ve ikinci sıradaki rahatlama özellikli koltuklar, tam olarak yatırılabiliyor ve araca optimum konfor sağlıyor. Hatta araç şarj esnasında dört kişiye kadar üstün bir dinlenme olanağı sağlıyor. IONIQ 9 ayrıca, ikinci ve üçüncü sıralar birleştirildiğinde 1.899 mm baş mesafesi ve 2.050 mm bacak mesafesi sunuyor.

IONIQ 9’un rahatlama özellikli bu koltukları, masajı işlevi de dahil olmak üzere bu segmentte bir ilk olan “Dinamik Vücut Bakım Sistemi” içeriyor. Bu sistem, özellikle uzun yolculuklarda yorgunluğu azaltarak kan akışını ve dolaşımını uyarmak için basınç ve titreşim kullanıyor. IONIQ 9 ayrıca, ikinci sıradaki döner koltuklarıyla da dikkat çekiyor. Koltuklar araç park halindeyken kendi ekseninde dönerek ikinci ve üçüncü sıradaki yolcularının birbirine bakmasını sağlıyor. Bu esnek yapılandırma özelliği, yolcular arasındaki etkileşimi ve iletişimi artırarak aracın benzersiz iç mekanının tadını çıkarmanın başka bir yolunu sunuyor. Universal Island 2.0 adlı bir konsola sahip olan IONIQ 9, burada da etkileyici bir depolama ve yükleme alanı sunuyor. Ön sıra oturma düzeninde erişilebilirliği ve rahatlığı artıran bu konsolun çift yönlü kol dayanakları da önden ve arkadan açılabiliyor. Universal Island 2.0, 190 mm’ye kadar hareket ettirilebiliyor ve ikinci sıradaki yolcuların kolayca erişebilmesini sağlıyor. Konsol, üst bölümde de 5,6 litrelik bir depolama alanı ve alt kayar bölümde de 12,6 litrelik geniş bir alan sunuyor.

Üçüncü sıra koltuklar ise düz olarak katlandığında bagaj tam 1.323 litreye kadar çıkabiliyor. Üç sıra açık pozisyonda olduğundaysa 620 litreye kadar normal bir bagaj alanı sunuyor. Bu hacme ek olarak, arkadan itişli seçenekte ön bagaj 88 litre ve dört çekerdeyse 52 litre olarak veriliyor. IONIQ 9’un bilgi-eğlence sistemi, panoramik kavisli ekranın bir parçası olarak 12 inçlik bir ekran ve 12 inçlik entegre bir monitör içeriyor. Araçta 5.1 kanallı surround ses için geliştirilmiş bir multimedya birimi var. Premium BOSE sistemi, stereo 14 hoparlörlü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, aracın ses sistemini kullanarak bir EV’nin sanal sürüş sesini çıkaran e-Active Sound Design’a (e-ASD) da yer verilmiş.
IONIQ 9 ayrıca malzeme seçimlerinde de sürdürülebilirliği vurguluyor. Bu malzemeler arasında Eko-Deri, Geri Dönüştürülmüş PET Kumaş, Yün Kumaş, Bio TPO/PU Deri, Bio PET/Süet Kumaş ve Bio Boya bulunuyor. Araç ayrıca geri dönüştürülmüş lastik atıklarından yapılan boyayı da kullanıyor. IONIQ 9’un panoramik kavisli ekranı, yüzer gösterge paneli, ince hava delikleri ve ortam iç aydınlatması ise aracın fütüristik iç atmosferini daha da güçlü hale getiriyor.

IONIQ 9’un şık ‘Aerosthetic’ adı verilen tasarım dili, oldukça şık bir dış görünüm sunuyor. Hyundai’nin aerodinamik inovasyonuyla hazırlanan gövde, son derece sofistike ve fütüristik bir stil olarak harmanlanıyor. IONIQ 9’un ön tasarımı, LED ışık ünitelerine ve alt ön panele entegre edilmiş parametrik pikseller içeriyor ve bu da otomobile benzersiz bir görüntü katıyor. IONIQ 9’un silüeti, akıcı bir aerodinamik profil ve dijital yan aynalarla donatıldığında sadece 0,259 Cd’lik düşük bir sürtünme katsayısı yaratıyor. Pürüzsüz ve kavisli bir tavan çizgisiyle devam ettirilen tasarımda enerji kullanım verimliliği, gövdenin altındaki hava akışının yumuşatılması ve dengelenmesiyle elde ediliyor. Tekerlek ve lastik direncinin azaltılmasıyla da artırılan verimlilik için ilk kez yeni bir çift hareketli aktif hava kapağı (AAF) sistemi uygulanmış. Aero-optimizasyon çözümleri arasında 3D şekilli gövde altı örtüsü, aerodinamik tekerlekler ve gizli antenler yer alıyor.

Hyundai modelleri arasında en uzun dingil mesafesine sahip olan IONIQ 9, burada da 3.130 mm’lik bir değer ile fark yaratıyor. Gövde ve çamurlukların şekli, hacimsel olarak etkileyici bir izlenim yaratırken, aynı zamanda otomobile derinlik ve boyut katıyor. Dış aydınlatma, Hyundai’nin diğer EV modelleriyle benzer bir yapıda. Küçük tip küp projeksiyon farlar ve karşıdan gelen araçları aşırı ışıktan koruyan akıllı ön aydınlatma sistemi (IFS) ile öne çıkan IONIQ 9, diğer kardeşlerinde olduğu gibi parametrik piksel lambaları içeriyor. Arkada ise LED kombinasyonuna yer verilirken gelişmiş görünürlük için dış kapı kolları da aydınlatılmış. IONIQ 9’un kendine güvenen bu duruşu ise 19, 20 ve 21 inç jant seçenekleriyle destekleniyor. Birbirinden ilgi çekici 16 farklı renk ile üretilecek olan IONIQ 9’un iç mekanındaysa siyah ve altı adet iki tonlu seçenek yer alıyor.

Hyundai IONIQ 9, iyileştirilmiş verimlilik için iki aşamalı bir invertöre yer veriyor. Hyundai’nin yenilikçi E-GMP mimarisiyle desteklenen bu sistem, motor sesini azaltmaya yardımcı olurken aynı zamanda iyileştirilmiş akustik lamine cama ve A sütunu alanında güçlendirilmiş bir plakaya da yer veriyor. Kabin içindeki yol ve rüzgar gürültüsünü, titreşimi ve sertliği (NVH) ortadan kaldırmaya yardımcı olan bu sistemle birlikte oldukça sessiz olan IONIQ 9, uzun süreli yolculuklarda maksimum ev konforunu sunuyor. E-GMP platformu, genişletilmiş sürüş menzili için yüksek voltajlı pil paketine olanak sağlarken artırılmış kargo alanı için de düz bir zemin imkanı sunuyor. Çarpışma güvenliği ve dayanıklılığı da optimum çarpışma enerjisi dağılımı için tasarlanmış sağlam bir gövde yapısı sayesinde iyileştirilmiş.
IONIQ 9, hafif bir gövdeye sahip olması için alüminyum çamurluklara ve çeyrek panellere sahip ilk Hyundai modeli konumunda. Yeni çift hareketli aktif hava kapağı (AAF) sistemi ise düz gövde panelleriyle birlikte pil soğutma ve aerodinami için hava akışını ve dış görünümü daha da iyileştiriyor.

Gelişmiş PE sisteminin yüksek voltajlı ve zemine monte NCM lityum iyon pili, 110,3 kWh sistem enerjisi sunuyor. IONIQ 9’un düşük sürtünme katsayısı, gelişmiş platformu ve pil teknolojileri sayesinde 620 km’lik (19 inç ile – WLTP) bir menzil elde edilirken ayrıca 194 Wh/km’lik bir enerji tüketimine ulaşması bekleniyor. IONIQ 9, 350 kW şarj cihazı kullanarak sadece 24 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar şarj olanağı sunarken, platformun araçtan yüke (V2L) kolaylık özelliği ve 400V/800V çoklu şarj kabiliyeti de aracı daha da cazibeli hale getiriyor. Long-Range RWD (Uzun Menzil- Arkadan İtiş) modeli, 160 kW’lık arka motorla desteklenirken buna ek olarak 70 kW’lık ön motora da sahip. “Performance AWD (Performans – Dört Çeker)” modelleri ise hem önde hem de arkada 160 kW’lık motorlarla donatılmış.

Performans modeli, 0’dan 100 km/s hıza sadece 5,2 saniyede ulaşırken, uzun menzilli AWD varyantı ise 6,7 saniyede ulaşıyor. Uzun Menzilli RWD versiyonu da bu hıza 9,4 saniyede ulaşıyor. Sollama gibi orta menzilli hızlanma esnasında performans modeli 80’den 120 km/s hıza sadece 3,4 saniyede ulaşıyor. Uzun Menzilli AWD varyantı ise bunu 4,8 saniyede gerçekleştirirken, Uzun Menzilli RWD versiyonu da 6,8 saniyede ulaşıyor.

IONIQ 9, bu etkileyici performansını bir karavan çekme gibi yeteneklerle de destekliyor. Römork modunda, araç römorkun ağırlığını otomatik olarak algılıyor ve öngörülen menzili buna göre ayarlıyor. Bu özellik, optimum performans için sabit 50:50 ön-arka motor torku dağıtım oranını koruyor. Avrupa’da satışa sunulacak IONIQ 9 modelleri, 2.500 kg’a kadar çekme kapasitesine sahipken, Kuzey Amerika modelleri ise 2.267 kg çekme kapasitesine sahip. IONIQ 9, 2025’in ilk yarısında öncelikle Kore ve Amerika’da satışa sunulacak ve daha sonra Avrupa ve diğer pazarlarda trafiğe çıkacak. Kapsamlı bir standart donanım ve son teknoloji konfor özellikleri vaat eden IONIQ 9’un kısa sürede EV dünyasında adından sıkça söz ettirmesi tahmin ediliyor.

Continue Reading

Elektrikli

Volkswagen’in şehirli elektriklisi ID.4 satışa sunuldu

Volkswagen’in modüler elektrikli araç platformunda (MEB) inşa edilen ve markanın ilk tamamen elektrikli SUV’u olma özelliğine sahip modeli ID.4, lansmana özel fırsatlarla Türkiye’de satışa sunuldu. ID.4, dinamik tasarımı, geniş iç hacmi ve gelişmiş bilgi-eğlence sistemleriyle sürüş keyfini verimlilik ve sıfır emisyonla buluşturarak çevre dostu bir deneyim sunuyor.

Volkswagen Binek Araç’ın Türkiye’de satışa sunacağı elektrikli ID. Ailesinin ilk SUV modeli olan ID.4, Pure donanım seviyesiyle Volkswagen showroomlarında yerini aldı. Markanın SUV sınıfındaki model yelpazesinde elektrikli bir alternatif olarak yerini alan ID.4, Volkswagen’in bu segmentteki iddiasını güçlendiriyor ve çevre dostu teknolojisiyle yeni bir sürüş deneyimi vadediyor.

Volkswagen markasının SUV segmentindeki güçlü atağı, elektrikli modeliyle daha da güçleniyor. ID.4, konforlu ve sportif bir sürüş deneyimi sunarken, etkileyici tasarımıyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Geniş iç mekânı, yeni nesil bilgi-eğlence ve sürüş asistan sistemleriyle her detayıyla mükemmellik arayan sürücülere hitap eden ID.4, Volkswagen’in tamamen elektrikli ilk SUV modeli olma özelliğine sahip.

ID.4’ün dış tasarımı, atletik oranlarıyla ultra-modern bir görünüm sergiliyor. Yumuşak geçişler ve keskin hatlarla şekillenen tasarım, aerodinamik açıdan 0,28 Cd’lik sürtünme katsayısıyla yolda verimli ve oldukça dinamik bir performans sergiliyor. Standart donanımda aydınlatma LED farlarla sağlanırken, sınıfındaki üst seviye aydınlatma teknolojilerinden IQ.Light LED Matrix farlar, interaktif özellikleriyle fark yaratıyor. Koyu kırmızı renkteki LED stop farları, üç boyutlu tasarımları ile homojen ve şık bir görünüm sunuyor.

4,58 metre uzunluğundaki ID.4, Volkswagen’in modüler elektrikli araç platformu (MEB) üzerine inşa edilmiş. Söz konusu modern ve esnek üretim platformu, alan kullanımını hem insanlar hem de teknoloji için tamamen kullanıcı odaklı bir şekilde yeniden tanımlıyor. Uzun aks mesafesi sayesinde ID.4, iç mekânda bir üst segmentte yer alan SUV modeller kadar geniş bir yaşam alanı sunuyor. Modern ve sıcak renk tonlarıyla zenginleştirilen iç döşemeler, üstün Volkswagen malzeme kalitesiyle dikkat çekiyor. Arka koltuk sırtlıklarının pozisyonuna göre, bagaj hacmi 543 ile 1.575 litre arasında değişebiliyor. Ayrıca, standart olarak sunulan tavan rayları, kolay açılır/kapanır bagaj kapağı “Easy Open/Close”, bagaj ağı ve bagaj ayracı gibi pratik donanımlar, kullanımda büyük kolaylık sağlıyor.

ID.4’ün iki ekrana dayanan ekran ve kullanım konsepti, modern teknolojileri pratik bir biçimde bir araya getiriyor. Geleneksel gösterge tablosunun yerini alan 5,3” büyüklüğündeki ekran sürücünün doğrudan önünde yer alırken, 12,9” merkezi ekran ise dokunmatik bir bilgi-eğlence arayüzü sunuyor ve aracı kullanırken en üst düzeyde görsel konfor sağlıyor. ID.4’ün akıllı sesli komut asistanı “IDA” ise sürücüsüne ve yolcusuna, sesli komutlarla aracın tüm fonksiyonlarını dijital mikrofonlar sayesinde algılayıp yönetme kolaylığı tanıyor. Taleplere verilen yanıtlar, son derece hızlı bir şekilde otomobilde kaydedilen verilerle çevrimdışı olarak sağlanıyor. Ön panel boyunca uzanan yeni nesil ID.Light ışık şeridi ise sürücüye görsel ve sezgisel bir yönlendirme sağlarken, sürücünün çeşitli durumları aydınlatma efektleriyle kolayca anlamasına da yardımcı oluyor.

ID.4, kapsamlı asistan sistemleriyle daha konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. Standart olarak sunulan gelişmiş sürüş asistan teknolojileri arasında; Yarı Otonom Sürüş Asistanı “Travel Assist”, Adaptif Hız Sabitleyici “ACC”, Şerit Değiştirme Asistanı “Side Assist” ve Çevresel Görüş Sistemi “Area View” yer alıyor. Sürücü ve yolcu güvenliğini artırmak için ise, araçta standart olarak sunulan Acil Durum Asistanı “Emergency Assist”, Arka Trafik Asistanı “Rear Traffic Assist” ve Proaktif Yolcu Koruma Sistemi; ID.4’te öne çıkan güvenlik ekipmanları arasında.

ID.4, güçlü bir batarya yapısı ile güvenliği en üst seviyeye taşıyor. Batarya, ekstrüde ve döküm profillerden yapılmış bir alüminyum yapı ile korunuyor ve bu yapı, araca monte edilerek gövdenin dayanıklılığını artırıyor. Sıkıştırılmış alüminyum bölümlerden oluşan bu sağlam yapı, olası bir kaza durumunda batarya sistemini güvence altına alırken, ciddi bir çarpışma anında batarya enerjisinin kesilmesini sağlıyor. Ayrıca, değiştirilebilir alüminyum alt gövde koruması, bataryayı yol koşullarından da koruyor.

Bataryayı koruyan etkili soğutma sistemi, batarya modüllerinin sıcaklığını optimize etmek için su kanalları içeren bir taban plakası kullanıyor. Termal yönetim sistemi, bataryayı her koşulda yaklaşık 25°C sıcaklıkta tutarak, yüksek güç çıkışı, hızlı DC şarj ve uzun bir batarya ömrü sağlıyor. Volkswagen, bataryanın sekiz yıl veya 160.000 km kullanım sonunda (hangisi önce biterse) orijinal kapasitesinin en az yüzde 70’ine sahip olacağına dair garanti veriyor.

ID.4, Türkiye’de 125 kW (170 PS) elektrikli motora sahip Pure versiyon ile müşterilerle buluşuyor. ID.4 Pure, 52 kWh net batarya kapasitesine sahip olup, WLTP birleşik çevrimine göre 354 km elektrikli menzil sunuyor. Şehir içi kullanımda ise bu menzil 455 km’ye kadar çıkabiliyor. Ayrıca ID.4’ü 11 kW’lık AC şarj cihazlarıyla şarj etmek mümkünken, batarya DC şarj cihazı ile maksimum 145 kW‘lık şarj kapasitesiyle yüzde 10’dan yüzde 80’e 25 dakikada şarj edilebiliyor.
ID.4, Türkiye’de 1 milyon 870 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.

Continue Reading

Elektrikli

Suzuki, ilk seri üretim elektrikli araç modeli e-Vitara’yı tanıttı

Suzuki, ilk seri üretim elektrikli araç (BEV) modeli e-Vitara’yı İtalya’nın Milano şehrinde dünyaya tanıttı. Üretimi 2025 ilkbaharında başlayacak olan yeni e- Vitara’nın 2025 yazında Avrupa, Hindistan ve Japonya da dahil olmak üzere farklı ülkelerde satışa sunulması bekleniyor.

“Emotional Versatile Cruiser” (sürücü ve araç arasında bağ kuran çekici tasarımı ve her türlü sürüş koşuluna uyum sağlayan çok yönlülüğüyle, uzun mesafeli yolculuklar için konforlu bir deneyim sunan araçları tanımlar) konsepti ile yollara çıkan yeni e- Vitara; ileri teknoloji ve güç duygusunu birleştiren bir tasarıma, çevik ve keskin bir sürüş deneyimi sunan elektrikli bir güç-aktarma sistemine, sadece arazi kabiliyeti değil, aynı zamanda güçlü performans sağlayan elektrikli 4×4 çekiş sistemi ALLGRIP-e’ye ve özellikle elektrikli araçlar için yeni geliştirilen HEARTECT-e platformuna sahip.
“Yüksek Teknoloji ve Macera” tasarım temasıyla yollara çıkan yeni e-Vitara, modern bir elektrikli aracın tarzını 4×4 bir SUV’un güçlü yapısıyla bir araya getirerek macera duygusuna ilham veriyor. Modelin dış tasarımı 18 inç jantları ve uzun aks mesafesiyle dikkat çeken çarpıcı bir görünüm oluştururken, iç mekanı gelişmiş donanımlara sahip entegre bir ekran ve sağlam görünümlü panellerle bu tasarım temasını tamamlıyor. Yeni Suzuki e-Vitara, 4.275 mm uzunluğu 1.800 mm genişliği, 1.635 mm yüksekliği ve 2.700 mm aks mesafesiyle daha güçlü bir görünüm ve geniş bir yaşam alanı sunuyor.

Yeni Suzuki e-Vitara, Suzuki’nin yeni nesil 4×4 ALLGRIP-e sistemi ile tüm zeminlerde üst seviye bir yol tutuşuna sahip oluyor. ALLGRIP-e sistemi önde ve arkada iki adet bağımsız e-Axle sistemi ile Suzuki’nin dört tekerlekten çekiş teknolojisindeki uzmanlığından yararlanan bir elektrikli 4×4 çekiş sistemi. Bu sistem üstün bir performans sağlarken, aynı zamanda mükemmel tepkime hızıyla hassas kontrol imkânı da sunuyor. Yeni e-Vitara, elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilen yeni “HEARTECT-e” platfomu üzerinde yükseliyor. Bu platform hafif  yapısı, yüksek voltaj koruması ve kısa aks çıkıntıları sayesinde yeni e-Vitara’nın geniş bir iç mekana sahip olmasını sağlıyor.

Yeni Suzuki e-Vitara, 4×2 ön tekerlekten çekiş ve ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemleri ile yollara çıkacak. Ön tekerlekten çekiş sistemine sahip versiyon 49 ve 61 kWsa’lik lityum demir fosfat batarya ile, ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemine sahip versiyon ise 61 kWsa’lik batarya ile pazara göre satışa sunulacak. 49 kWsa batarya ile donatılan versiyon 106 kW güç ve 189 Nm tork üretirken 61 kWsa’lik bataryaya sahip önden çekişli versiyon 128 kW güç ve 189 Nm tork değeri sunuyor. Diğer tarafta 61 kWsa batarya kapasitesine ve ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemine sahip versiyon 135 kW güç ve 300 Nm tork değeri ile güçlü performans ve arazi kabiliyeti sunuyor.

Markanın seri üretim ilk elektrikli modeli ile ilgili görüşlerini aktaran Suzuki Motor Corporation Başkanı Toshihiro Suzuki, “e-Vitara, müşterilerimize kullanımı kolay bir elektrikli araç sunmak üzere, geliştirdiğimiz ilk elektrikli aracımız. Karbon nötr bir topluma ulaşmak üzere, belirli bölgelere göre uyarlanmış elektrikli araçlar, hibrit araçlar ve CNG araçlar da dahil olmak üzere farklı seçenekler sunacağız. Yeni e-Vitara modelinin tanıtımı, karbon nötr yolunda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Yeni e-Vitara modelimizi tanıttıktan sonra elektrikli araç serimizi genişletmeye ve tüm ihtiyaçlara uygun mobilite çözümleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Continue Reading

Sektörel

Copyright © Carturk - carturk@gmail.com