Elektrikli
Volkswagen’in şehirli elektriklisi ID.4 satışa sunuldu
Volkswagen’in modüler elektrikli araç platformunda (MEB) inşa edilen ve markanın ilk tamamen elektrikli SUV’u olma özelliğine sahip modeli ID.4, lansmana özel fırsatlarla Türkiye’de satışa sunuldu. ID.4, dinamik tasarımı, geniş iç hacmi ve gelişmiş bilgi-eğlence sistemleriyle sürüş keyfini verimlilik ve sıfır emisyonla buluşturarak çevre dostu bir deneyim sunuyor.
Volkswagen Binek Araç’ın Türkiye’de satışa sunacağı elektrikli ID. Ailesinin ilk SUV modeli olan ID.4, Pure donanım seviyesiyle Volkswagen showroomlarında yerini aldı. Markanın SUV sınıfındaki model yelpazesinde elektrikli bir alternatif olarak yerini alan ID.4, Volkswagen’in bu segmentteki iddiasını güçlendiriyor ve çevre dostu teknolojisiyle yeni bir sürüş deneyimi vadediyor.
Volkswagen markasının SUV segmentindeki güçlü atağı, elektrikli modeliyle daha da güçleniyor. ID.4, konforlu ve sportif bir sürüş deneyimi sunarken, etkileyici tasarımıyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Geniş iç mekânı, yeni nesil bilgi-eğlence ve sürüş asistan sistemleriyle her detayıyla mükemmellik arayan sürücülere hitap eden ID.4, Volkswagen’in tamamen elektrikli ilk SUV modeli olma özelliğine sahip.
ID.4’ün dış tasarımı, atletik oranlarıyla ultra-modern bir görünüm sergiliyor. Yumuşak geçişler ve keskin hatlarla şekillenen tasarım, aerodinamik açıdan 0,28 Cd’lik sürtünme katsayısıyla yolda verimli ve oldukça dinamik bir performans sergiliyor. Standart donanımda aydınlatma LED farlarla sağlanırken, sınıfındaki üst seviye aydınlatma teknolojilerinden IQ.Light LED Matrix farlar, interaktif özellikleriyle fark yaratıyor. Koyu kırmızı renkteki LED stop farları, üç boyutlu tasarımları ile homojen ve şık bir görünüm sunuyor.
4,58 metre uzunluğundaki ID.4, Volkswagen’in modüler elektrikli araç platformu (MEB) üzerine inşa edilmiş. Söz konusu modern ve esnek üretim platformu, alan kullanımını hem insanlar hem de teknoloji için tamamen kullanıcı odaklı bir şekilde yeniden tanımlıyor. Uzun aks mesafesi sayesinde ID.4, iç mekânda bir üst segmentte yer alan SUV modeller kadar geniş bir yaşam alanı sunuyor. Modern ve sıcak renk tonlarıyla zenginleştirilen iç döşemeler, üstün Volkswagen malzeme kalitesiyle dikkat çekiyor. Arka koltuk sırtlıklarının pozisyonuna göre, bagaj hacmi 543 ile 1.575 litre arasında değişebiliyor. Ayrıca, standart olarak sunulan tavan rayları, kolay açılır/kapanır bagaj kapağı “Easy Open/Close”, bagaj ağı ve bagaj ayracı gibi pratik donanımlar, kullanımda büyük kolaylık sağlıyor.
ID.4’ün iki ekrana dayanan ekran ve kullanım konsepti, modern teknolojileri pratik bir biçimde bir araya getiriyor. Geleneksel gösterge tablosunun yerini alan 5,3” büyüklüğündeki ekran sürücünün doğrudan önünde yer alırken, 12,9” merkezi ekran ise dokunmatik bir bilgi-eğlence arayüzü sunuyor ve aracı kullanırken en üst düzeyde görsel konfor sağlıyor. ID.4’ün akıllı sesli komut asistanı “IDA” ise sürücüsüne ve yolcusuna, sesli komutlarla aracın tüm fonksiyonlarını dijital mikrofonlar sayesinde algılayıp yönetme kolaylığı tanıyor. Taleplere verilen yanıtlar, son derece hızlı bir şekilde otomobilde kaydedilen verilerle çevrimdışı olarak sağlanıyor. Ön panel boyunca uzanan yeni nesil ID.Light ışık şeridi ise sürücüye görsel ve sezgisel bir yönlendirme sağlarken, sürücünün çeşitli durumları aydınlatma efektleriyle kolayca anlamasına da yardımcı oluyor.
ID.4, kapsamlı asistan sistemleriyle daha konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. Standart olarak sunulan gelişmiş sürüş asistan teknolojileri arasında; Yarı Otonom Sürüş Asistanı “Travel Assist”, Adaptif Hız Sabitleyici “ACC”, Şerit Değiştirme Asistanı “Side Assist” ve Çevresel Görüş Sistemi “Area View” yer alıyor. Sürücü ve yolcu güvenliğini artırmak için ise, araçta standart olarak sunulan Acil Durum Asistanı “Emergency Assist”, Arka Trafik Asistanı “Rear Traffic Assist” ve Proaktif Yolcu Koruma Sistemi; ID.4’te öne çıkan güvenlik ekipmanları arasında.
ID.4, güçlü bir batarya yapısı ile güvenliği en üst seviyeye taşıyor. Batarya, ekstrüde ve döküm profillerden yapılmış bir alüminyum yapı ile korunuyor ve bu yapı, araca monte edilerek gövdenin dayanıklılığını artırıyor. Sıkıştırılmış alüminyum bölümlerden oluşan bu sağlam yapı, olası bir kaza durumunda batarya sistemini güvence altına alırken, ciddi bir çarpışma anında batarya enerjisinin kesilmesini sağlıyor. Ayrıca, değiştirilebilir alüminyum alt gövde koruması, bataryayı yol koşullarından da koruyor.
Bataryayı koruyan etkili soğutma sistemi, batarya modüllerinin sıcaklığını optimize etmek için su kanalları içeren bir taban plakası kullanıyor. Termal yönetim sistemi, bataryayı her koşulda yaklaşık 25°C sıcaklıkta tutarak, yüksek güç çıkışı, hızlı DC şarj ve uzun bir batarya ömrü sağlıyor. Volkswagen, bataryanın sekiz yıl veya 160.000 km kullanım sonunda (hangisi önce biterse) orijinal kapasitesinin en az yüzde 70’ine sahip olacağına dair garanti veriyor.
ID.4, Türkiye’de 125 kW (170 PS) elektrikli motora sahip Pure versiyon ile müşterilerle buluşuyor. ID.4 Pure, 52 kWh net batarya kapasitesine sahip olup, WLTP birleşik çevrimine göre 354 km elektrikli menzil sunuyor. Şehir içi kullanımda ise bu menzil 455 km’ye kadar çıkabiliyor. Ayrıca ID.4’ü 11 kW’lık AC şarj cihazlarıyla şarj etmek mümkünken, batarya DC şarj cihazı ile maksimum 145 kW‘lık şarj kapasitesiyle yüzde 10’dan yüzde 80’e 25 dakikada şarj edilebiliyor.
ID.4, Türkiye’de 1 milyon 870 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.
Elektrikli
Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV: IONIQ 9
Hyundai, üstün genişlik, şık tasarım ve gelişmiş EV teknolojisini IONIQ 9’da bir araya getiriyor. Düz bir zemine sahip olan IONIQ 9, döndürülebilir koltuklarıyla da yolcu deneyimini zirveye taşıyor. Universal Island 2.0 kokpitiyle etkileyici bir iç mekana sahip olan otomobilde 110,3 kWh bir pil var. IONIQ 9, yüksek kapasiteli bu piliyle birlikte 620 km’lik bir sürüş menzili vaat ediyor. Büyük SUV pazarında dikkat çekecek olan IONIQ 9, 2025’in ilk yarısında satışa sunulacak.
Hyundai Motor Company, son teknoloji tasarım ve yenilikçi elektrikli araç teknolojisini bir araya getiren, geniş iç mekana sahip, üç sıralı ve tamamen elektrikli SUV modeli olan IONIQ 9’u tanıttı. Dünya lansmanı Amerika, Los Angeles’teki ikonik Goldstein House’da gerçekleştirilirken aracın tasarım özellikleri de mekanın orta yüzyıl modern mimarisine önemli bir gönderme yapıyor.
2030 yılına kadar 23 adet yeni EV modelini tanıtmayı planlayan Hyundai, IONIQ modelleriyle tüm dikkatleri üzerine çekeren aynı zamanda EV dünyasında liderliği de hedefliyor. Sırasıyla 2022 ve 2023’te Dünya Yılın Otomobili Ödülleri’nde (WCOTY) üç kez birincilik kazanan Hyundai, IONIQ 5 ve IONIQ 6’nın ardından şimdi de IONIQ 9 ile bu başarıyı sürdürmek istiyor. IONIQ 9’un dünya prömiyeri, Hyundai Motor Company Başkanı ve Global Operasyon Direktörü José Muñoz’un açılış konuşmasıyla başladı. IONIQ 9’un tanıtımının ardından etkinlikte, Hyundai markasını ve IONIQ 9’un tasarımını ele alan bir sergi de düzenlendi. Bu sergi alanı, IONIQ 9’un gelişim yolculuğunu vurgularken aynı zamanda markanın geleceği hakkında da önemli ipuçları verdi. Hyundai Motor Company Başkanı ve CEO’su Jaehoon Chang ise tanıtımı yapılan yeni modelle ilgili olarak “IONIQ 9, Hyundai’nin elektrifikasyona olan bağlılığını ve güvenini temsil ediyor. Hyundai Motor Grubu’nun beğeni toplayan Elektrik-Global Modüler Platformu (E-GMP) ile geliştirilen IONIQ 9, olağanüstü bir iç mekan alanı sunarak kullanıcılara benzersiz bir yolculuk deneyimi sunarken global EV pazarındaki liderliğimizi de sağlamlaştırıyor” dedi.
IONIQ 9, yedi kişiye kadar oturma alanıyla öne çıkan bir otomobil. Üç sıralı bir oturma düzenine sahip IONIQ 9, böylece geniş bir EV arayan kullanıcılar için oldukça çekici bir seçenek olarak bir adım öne çıkıyor. Bireysel ihtiyaçlara hitap eden etkileyici bir iç mekan ve teknolojik özelliklerle dolu olan otomobil, ayrıca geniş bir evin salonunuydaymış gibi bir his uyandırıyor. Eliptik malzemelerle hazırlanan iç mekan, sakinleştirici tonlarla da karakterize edilmiş. Panoramik tavandan gelen doğal ışık ise kabine dingin ve doğal bir his sağlıyor. IONIQ 9’un düz zemini de altı veya yedi kişilik oturma düzenlemelerine olanak tanıyor. Birinci ve ikinci sıradaki rahatlama özellikli koltuklar, tam olarak yatırılabiliyor ve araca optimum konfor sağlıyor. Hatta araç şarj esnasında dört kişiye kadar üstün bir dinlenme olanağı sağlıyor. IONIQ 9 ayrıca, ikinci ve üçüncü sıralar birleştirildiğinde 1.899 mm baş mesafesi ve 2.050 mm bacak mesafesi sunuyor.
IONIQ 9’un rahatlama özellikli bu koltukları, masajı işlevi de dahil olmak üzere bu segmentte bir ilk olan “Dinamik Vücut Bakım Sistemi” içeriyor. Bu sistem, özellikle uzun yolculuklarda yorgunluğu azaltarak kan akışını ve dolaşımını uyarmak için basınç ve titreşim kullanıyor. IONIQ 9 ayrıca, ikinci sıradaki döner koltuklarıyla da dikkat çekiyor. Koltuklar araç park halindeyken kendi ekseninde dönerek ikinci ve üçüncü sıradaki yolcularının birbirine bakmasını sağlıyor. Bu esnek yapılandırma özelliği, yolcular arasındaki etkileşimi ve iletişimi artırarak aracın benzersiz iç mekanının tadını çıkarmanın başka bir yolunu sunuyor. Universal Island 2.0 adlı bir konsola sahip olan IONIQ 9, burada da etkileyici bir depolama ve yükleme alanı sunuyor. Ön sıra oturma düzeninde erişilebilirliği ve rahatlığı artıran bu konsolun çift yönlü kol dayanakları da önden ve arkadan açılabiliyor. Universal Island 2.0, 190 mm’ye kadar hareket ettirilebiliyor ve ikinci sıradaki yolcuların kolayca erişebilmesini sağlıyor. Konsol, üst bölümde de 5,6 litrelik bir depolama alanı ve alt kayar bölümde de 12,6 litrelik geniş bir alan sunuyor.
Üçüncü sıra koltuklar ise düz olarak katlandığında bagaj tam 1.323 litreye kadar çıkabiliyor. Üç sıra açık pozisyonda olduğundaysa 620 litreye kadar normal bir bagaj alanı sunuyor. Bu hacme ek olarak, arkadan itişli seçenekte ön bagaj 88 litre ve dört çekerdeyse 52 litre olarak veriliyor. IONIQ 9’un bilgi-eğlence sistemi, panoramik kavisli ekranın bir parçası olarak 12 inçlik bir ekran ve 12 inçlik entegre bir monitör içeriyor. Araçta 5.1 kanallı surround ses için geliştirilmiş bir multimedya birimi var. Premium BOSE sistemi, stereo 14 hoparlörlü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, aracın ses sistemini kullanarak bir EV’nin sanal sürüş sesini çıkaran e-Active Sound Design’a (e-ASD) da yer verilmiş.
IONIQ 9 ayrıca malzeme seçimlerinde de sürdürülebilirliği vurguluyor. Bu malzemeler arasında Eko-Deri, Geri Dönüştürülmüş PET Kumaş, Yün Kumaş, Bio TPO/PU Deri, Bio PET/Süet Kumaş ve Bio Boya bulunuyor. Araç ayrıca geri dönüştürülmüş lastik atıklarından yapılan boyayı da kullanıyor. IONIQ 9’un panoramik kavisli ekranı, yüzer gösterge paneli, ince hava delikleri ve ortam iç aydınlatması ise aracın fütüristik iç atmosferini daha da güçlü hale getiriyor.
IONIQ 9’un şık ‘Aerosthetic’ adı verilen tasarım dili, oldukça şık bir dış görünüm sunuyor. Hyundai’nin aerodinamik inovasyonuyla hazırlanan gövde, son derece sofistike ve fütüristik bir stil olarak harmanlanıyor. IONIQ 9’un ön tasarımı, LED ışık ünitelerine ve alt ön panele entegre edilmiş parametrik pikseller içeriyor ve bu da otomobile benzersiz bir görüntü katıyor. IONIQ 9’un silüeti, akıcı bir aerodinamik profil ve dijital yan aynalarla donatıldığında sadece 0,259 Cd’lik düşük bir sürtünme katsayısı yaratıyor. Pürüzsüz ve kavisli bir tavan çizgisiyle devam ettirilen tasarımda enerji kullanım verimliliği, gövdenin altındaki hava akışının yumuşatılması ve dengelenmesiyle elde ediliyor. Tekerlek ve lastik direncinin azaltılmasıyla da artırılan verimlilik için ilk kez yeni bir çift hareketli aktif hava kapağı (AAF) sistemi uygulanmış. Aero-optimizasyon çözümleri arasında 3D şekilli gövde altı örtüsü, aerodinamik tekerlekler ve gizli antenler yer alıyor.
Hyundai modelleri arasında en uzun dingil mesafesine sahip olan IONIQ 9, burada da 3.130 mm’lik bir değer ile fark yaratıyor. Gövde ve çamurlukların şekli, hacimsel olarak etkileyici bir izlenim yaratırken, aynı zamanda otomobile derinlik ve boyut katıyor. Dış aydınlatma, Hyundai’nin diğer EV modelleriyle benzer bir yapıda. Küçük tip küp projeksiyon farlar ve karşıdan gelen araçları aşırı ışıktan koruyan akıllı ön aydınlatma sistemi (IFS) ile öne çıkan IONIQ 9, diğer kardeşlerinde olduğu gibi parametrik piksel lambaları içeriyor. Arkada ise LED kombinasyonuna yer verilirken gelişmiş görünürlük için dış kapı kolları da aydınlatılmış. IONIQ 9’un kendine güvenen bu duruşu ise 19, 20 ve 21 inç jant seçenekleriyle destekleniyor. Birbirinden ilgi çekici 16 farklı renk ile üretilecek olan IONIQ 9’un iç mekanındaysa siyah ve altı adet iki tonlu seçenek yer alıyor.
Hyundai IONIQ 9, iyileştirilmiş verimlilik için iki aşamalı bir invertöre yer veriyor. Hyundai’nin yenilikçi E-GMP mimarisiyle desteklenen bu sistem, motor sesini azaltmaya yardımcı olurken aynı zamanda iyileştirilmiş akustik lamine cama ve A sütunu alanında güçlendirilmiş bir plakaya da yer veriyor. Kabin içindeki yol ve rüzgar gürültüsünü, titreşimi ve sertliği (NVH) ortadan kaldırmaya yardımcı olan bu sistemle birlikte oldukça sessiz olan IONIQ 9, uzun süreli yolculuklarda maksimum ev konforunu sunuyor. E-GMP platformu, genişletilmiş sürüş menzili için yüksek voltajlı pil paketine olanak sağlarken artırılmış kargo alanı için de düz bir zemin imkanı sunuyor. Çarpışma güvenliği ve dayanıklılığı da optimum çarpışma enerjisi dağılımı için tasarlanmış sağlam bir gövde yapısı sayesinde iyileştirilmiş.
IONIQ 9, hafif bir gövdeye sahip olması için alüminyum çamurluklara ve çeyrek panellere sahip ilk Hyundai modeli konumunda. Yeni çift hareketli aktif hava kapağı (AAF) sistemi ise düz gövde panelleriyle birlikte pil soğutma ve aerodinami için hava akışını ve dış görünümü daha da iyileştiriyor.
Gelişmiş PE sisteminin yüksek voltajlı ve zemine monte NCM lityum iyon pili, 110,3 kWh sistem enerjisi sunuyor. IONIQ 9’un düşük sürtünme katsayısı, gelişmiş platformu ve pil teknolojileri sayesinde 620 km’lik (19 inç ile – WLTP) bir menzil elde edilirken ayrıca 194 Wh/km’lik bir enerji tüketimine ulaşması bekleniyor. IONIQ 9, 350 kW şarj cihazı kullanarak sadece 24 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar şarj olanağı sunarken, platformun araçtan yüke (V2L) kolaylık özelliği ve 400V/800V çoklu şarj kabiliyeti de aracı daha da cazibeli hale getiriyor. Long-Range RWD (Uzun Menzil- Arkadan İtiş) modeli, 160 kW’lık arka motorla desteklenirken buna ek olarak 70 kW’lık ön motora da sahip. “Performance AWD (Performans – Dört Çeker)” modelleri ise hem önde hem de arkada 160 kW’lık motorlarla donatılmış.
Performans modeli, 0’dan 100 km/s hıza sadece 5,2 saniyede ulaşırken, uzun menzilli AWD varyantı ise 6,7 saniyede ulaşıyor. Uzun Menzilli RWD versiyonu da bu hıza 9,4 saniyede ulaşıyor. Sollama gibi orta menzilli hızlanma esnasında performans modeli 80’den 120 km/s hıza sadece 3,4 saniyede ulaşıyor. Uzun Menzilli AWD varyantı ise bunu 4,8 saniyede gerçekleştirirken, Uzun Menzilli RWD versiyonu da 6,8 saniyede ulaşıyor.
IONIQ 9, bu etkileyici performansını bir karavan çekme gibi yeteneklerle de destekliyor. Römork modunda, araç römorkun ağırlığını otomatik olarak algılıyor ve öngörülen menzili buna göre ayarlıyor. Bu özellik, optimum performans için sabit 50:50 ön-arka motor torku dağıtım oranını koruyor. Avrupa’da satışa sunulacak IONIQ 9 modelleri, 2.500 kg’a kadar çekme kapasitesine sahipken, Kuzey Amerika modelleri ise 2.267 kg çekme kapasitesine sahip. IONIQ 9, 2025’in ilk yarısında öncelikle Kore ve Amerika’da satışa sunulacak ve daha sonra Avrupa ve diğer pazarlarda trafiğe çıkacak. Kapsamlı bir standart donanım ve son teknoloji konfor özellikleri vaat eden IONIQ 9’un kısa sürede EV dünyasında adından sıkça söz ettirmesi tahmin ediliyor.
Elektrikli
Suzuki, ilk seri üretim elektrikli araç modeli e-Vitara’yı tanıttı
Suzuki, ilk seri üretim elektrikli araç (BEV) modeli e-Vitara’yı İtalya’nın Milano şehrinde dünyaya tanıttı. Üretimi 2025 ilkbaharında başlayacak olan yeni e- Vitara’nın 2025 yazında Avrupa, Hindistan ve Japonya da dahil olmak üzere farklı ülkelerde satışa sunulması bekleniyor.
“Emotional Versatile Cruiser” (sürücü ve araç arasında bağ kuran çekici tasarımı ve her türlü sürüş koşuluna uyum sağlayan çok yönlülüğüyle, uzun mesafeli yolculuklar için konforlu bir deneyim sunan araçları tanımlar) konsepti ile yollara çıkan yeni e- Vitara; ileri teknoloji ve güç duygusunu birleştiren bir tasarıma, çevik ve keskin bir sürüş deneyimi sunan elektrikli bir güç-aktarma sistemine, sadece arazi kabiliyeti değil, aynı zamanda güçlü performans sağlayan elektrikli 4×4 çekiş sistemi ALLGRIP-e’ye ve özellikle elektrikli araçlar için yeni geliştirilen HEARTECT-e platformuna sahip.
“Yüksek Teknoloji ve Macera” tasarım temasıyla yollara çıkan yeni e-Vitara, modern bir elektrikli aracın tarzını 4×4 bir SUV’un güçlü yapısıyla bir araya getirerek macera duygusuna ilham veriyor. Modelin dış tasarımı 18 inç jantları ve uzun aks mesafesiyle dikkat çeken çarpıcı bir görünüm oluştururken, iç mekanı gelişmiş donanımlara sahip entegre bir ekran ve sağlam görünümlü panellerle bu tasarım temasını tamamlıyor. Yeni Suzuki e-Vitara, 4.275 mm uzunluğu 1.800 mm genişliği, 1.635 mm yüksekliği ve 2.700 mm aks mesafesiyle daha güçlü bir görünüm ve geniş bir yaşam alanı sunuyor.
Yeni Suzuki e-Vitara, Suzuki’nin yeni nesil 4×4 ALLGRIP-e sistemi ile tüm zeminlerde üst seviye bir yol tutuşuna sahip oluyor. ALLGRIP-e sistemi önde ve arkada iki adet bağımsız e-Axle sistemi ile Suzuki’nin dört tekerlekten çekiş teknolojisindeki uzmanlığından yararlanan bir elektrikli 4×4 çekiş sistemi. Bu sistem üstün bir performans sağlarken, aynı zamanda mükemmel tepkime hızıyla hassas kontrol imkânı da sunuyor. Yeni e-Vitara, elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilen yeni “HEARTECT-e” platfomu üzerinde yükseliyor. Bu platform hafif yapısı, yüksek voltaj koruması ve kısa aks çıkıntıları sayesinde yeni e-Vitara’nın geniş bir iç mekana sahip olmasını sağlıyor.
Yeni Suzuki e-Vitara, 4×2 ön tekerlekten çekiş ve ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemleri ile yollara çıkacak. Ön tekerlekten çekiş sistemine sahip versiyon 49 ve 61 kWsa’lik lityum demir fosfat batarya ile, ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemine sahip versiyon ise 61 kWsa’lik batarya ile pazara göre satışa sunulacak. 49 kWsa batarya ile donatılan versiyon 106 kW güç ve 189 Nm tork üretirken 61 kWsa’lik bataryaya sahip önden çekişli versiyon 128 kW güç ve 189 Nm tork değeri sunuyor. Diğer tarafta 61 kWsa batarya kapasitesine ve ALLGRIP-e 4×4 çekiş sistemine sahip versiyon 135 kW güç ve 300 Nm tork değeri ile güçlü performans ve arazi kabiliyeti sunuyor.
Markanın seri üretim ilk elektrikli modeli ile ilgili görüşlerini aktaran Suzuki Motor Corporation Başkanı Toshihiro Suzuki, “e-Vitara, müşterilerimize kullanımı kolay bir elektrikli araç sunmak üzere, geliştirdiğimiz ilk elektrikli aracımız. Karbon nötr bir topluma ulaşmak üzere, belirli bölgelere göre uyarlanmış elektrikli araçlar, hibrit araçlar ve CNG araçlar da dahil olmak üzere farklı seçenekler sunacağız. Yeni e-Vitara modelinin tanıtımı, karbon nötr yolunda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Yeni e-Vitara modelimizi tanıttıktan sonra elektrikli araç serimizi genişletmeye ve tüm ihtiyaçlara uygun mobilite çözümleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Elektrikli
Alfa Romeo Junior Türkiye Yollarında
Alfa Romeo’nun tüm dünyada büyük beğeni toplayan “Junior” modeli, hibrit ve tamamen elektrikli versiyonlarıyla ülkemizde satışa sunuldu. Kompakt sınıfta iddialı boyutlara sahip olan Junior, aynı zamanda Alfa Romeo’ya özgü benzersiz tasarım anlayışını yansıtıyor.
Alfa Romeo Junior pazarda elektrikli motor seçeneğinde Elettrica ve Elettrica Speciale, hibrit motor seçeneğinde ise Ibrida ve Ibrida Speciale donanım seviyeleri ile müşterileriyle buluşuyor.
Junior Elettrica, yüksek enerji yoğunluğuna sahip 54 kWs batarya ile 156 beygir güç üreterek WLTP ölçümlerine göre birleşik 410 kilometre ve şehir içerisinde ise 590 kilometre menzil sunuyor. 100 kW DC hızlı şarj istasyonlarında batarya yüzde 20’den yüzde 80 kapasiteye 30 dakikadan daha kısa sürede şarj edilebiliyor. Junior’ın hibrit motor seçeneği Ibrida ise 136 beygirlik içten yanmalı motoru 21kWlık elektrikli motor ile birleştiren Hibrit sistemi sayesinde performanstan ödün vermeden düşük yakıt tüketimi sağlıyor.
Kompakt sınıf için iddialı boyutlara sahip olan Junior, ilk bakışta göze çarpan hatları, 4,17 metre uzunluk, 1,78 metre genişlik ile Alfa Romeo’ya özgü benzersiz tasarım anlayışını yansıtıyor. Junior’ın arka bölümü “coda tronca” (kesik kuyruk) tasarım detayıyla efsanevi Giulia TZ’ye gönderme yapıyor. Otomobil cesur görünümünü, “3+3” ve Full LED farlarla tamamlıyor. Elektrikli ve kolaylıkla erişilebilen bagaj kapağıyla, 415 litreye varan geniş hacim sunuyor. Alfa Romeo Junior; tüm bu özelliklerinin yanı sıra 180 derecelik geri görüş kamerasıyla da sürücünün park manevralarını kolaylaştırıyor.
Alfa Romeo Junior Elettrica 1.549.900 TL’den, Junior Ibrida ise 1.649.900 TL’den başlayan lansman fiyatları ile satışa sunuluyor. Üst donanım seviyesi Elettrica Speciale 1.699.900 TL, Ibrida Speciale ise 1.849.900 TL fiyatına sahip olacak. Bu fiyatlara ek Speciale donanım seviyesinde yıl sonuna kadar geçerli “Sunroof Hediye” kampanyası devam edecek.
Alfa Romeo ve Jeep Marka Direktörü Özgür Süslü, “Junior’ın ön satışına Eylül ayında ’online.alfaromeo.com.tr‘ üzerinden başladık. Ekim ayında teslimatlarına başladığımız Junior’dan kısa sürede 500 adedi geçen siparişe ulaştık. Alfa Romeo markasının hızlı büyüme gösterdiği ülkelerden biriyiz. Hedefimiz yeni jenerasyonu Alfa Romeo markasına kazandırmak. Junior ile benzersiz sürüş deneyimi, kalite ve sportifliği bir arada sunarak, Alfa Romeo’yu daha fazla otomobil severle buluşturacağız” diye konuştu.
Junior’ın pazarda çok tercih edilen bir model olmasını beklediklerini söyleyen Özgür Süslü “Tamamen elektrikli ve hibrit versiyonları ile ikinci seviye otonom sürüş, yenilikçi teknolojiler ve sportif Alfa Romeo DNA’sını birleştiren Junior, Türkiye otomobil pazarına yepyeni bir soluk getirecek. Junior ile pazara yüzde 100 elektrikli bir Alfa Romeo modelini sunuyoruz. Alfa Romeo böylelikle Türkiye’de satılan her 7 otomobilden birinin yer aldığı kompakt SUV sınıfına da giriş yapıyor” diyerek sözlerine son verdi.
Alfa Romeo Pazarlama Müdürü Ali Yalaza ise ”Junior, kompakt boyutlarıyla şehir içinde kullanım kolaylığı sunuyor. Kabin içinde de kullanım alanlarından ödün vermeden tasarlanan Junior; benzersiz bir sportif deneyim ve İtalyan tasarımının ayırt edici güzelliğini yansıtıyor. Junior, üst segment oyuncularla rekabet edebilecek nitelikte üç kademeli, ayarlanabilir seviyeli 415 litreye varan bagaj hacmiyle de hayatı kolaylaştırıyor” dedi.
Junior’ın İtalyan tasarım anlayışını; karakteristik Alfa Romeo ön yüzüyle yansıttığına değinen Yalaza “İkonik 3+3 aydınlatma grubu, V şeklindeki iki farklı ön ızgara tasarımı ile Junior, ilk bakışta birbirine çok benzeyen otomobiller dünyasından, net bir şekilde ayrışıyor. Otomobilin başlangıç seviyesi olan Ibrida ve Elettrica versiyonlarında 1930’ların
6C VE 8C modellerinde kullanılan; “Leggenda” ön ızgara tasarımı sunuluyor. Otomobilin en üst versiyonu, Speciale ise 1960’larda üretilen Alfa Romeo 33 Stradale ile Spider modellerinden ilham alan “Progresso” ön ızgara tasarımı ile kombinleniyor. Otomobilin arka tasarımında da Alfa Romeo ruhunu yansıtan ögeler bulunduğuna değinen Yalaza ayrıca; “Kesik Kuyruk (Coda Tronca) tasarımına sahip arka kısımda aydınlatma grubu yine 3+3 Alfa Romeo imzası taşıyor. Eğimli arka cam tasarımı araca bir coupe dinamizmi kazandırıyor. Junior’ın, segmentinin en hafif elektrikli aracı olmasını sağlayan 1.545 kg ağırlığı, sürüş dinamizminin yanı sıra yakıt ve enerji verimliliği açısından büyük avantaj sağlıyor” dedi.
Junior Ibrida’da elektrikli sürüş desteği yalnızca park manevraları sırasında veya şehir içi düşük hızlarda değil, aynı zamanda şehir dışında sınırlı bir yükle 150 km/saate kadar da sunulabiliyor. Junior Ibrida 136 beygirlik içten yanmalı motoru 21kWlık elektrikli motor ile birleştiren Hibrit sistemi performanstan ödün vermeden düşük yakıt tüketimi sağlıyor.
Elektrikli
BYD, Sportif D-SUV’u SEALION 7’i tanıttı
Dünyanın lider elektrikli otomobil üreticisi BYD’nin en yeni modeli, yüksek performansı, sportif SUV tasarımıyla birleştiren BYD SEALION 7 oldu. BYD’nin yeni tam elektriklisi SEALION 7, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye’de de satışa sunulacak ve markanın iddiasını daha ileriye taşıyacak.
Okyanuslardan ilham alan sportif SUV BYD’nin okyanuslardan ilham alan “Okyanus Serisi” modellerinden biri olan SEALION 7 sportif SUV gövde tarzıyla öne çıkarken, bunu güçlü ve atletik duruşa sahip hatlarıyla tamamlıyor. SEALION 7’nin ön kısmında, Okyanus Serisi modellerine özgü tasarım unsurları dikkat çekiyor. Markanın ikonik ‘X’ formu öne çıkarken, U şeklinde ‘yüzer’ LED farlar ve dalgaların hareketini anımsatan derin kıvrımlar tasarım dilinin detayları olarak araca şıklık katıyor. SEALİON 7’ye yandan bakıldığında alçak ön kısım, akıcı çizgilere sahip tavan ve zarif arka spoyler, belirgin bir fastback tasarımı ortaya çıkarıyor. SUV gövde yapısına sahip olmasına rağmen atletik duruşunu koruyan BYD SEALION 7, hareket halindeyken gövdeye gizlenen kapı kolları sayesinde hem daha şık bir görünüm elde ediyor hem de aerodinamik verimliliğini artırıyor.
BYD SEALION 7’nin performans ipuçları, arka tarafta kaslı çamurluklar, sportif tampon hatları ve aracın tüm genişliğini kullanan bir ışık şeridi ile devam ediyor. Arka ışıklandırmalarda yer alan su damlası efekti Okyanus Serisi imzalarından biri olarak dikkat çekiyor. SEALION 7, 4,830 uzunluğa, 1,925 genişliğe ve 1,620 mm yüksekliğe sahip ve 2,930 mm aks aralığıyla geniş bir iç hacim sunuyor. 23.000 devir dakika ile dünyanın en hızlı seri üretim motoruna sahip BYD SEALION 7, dikkat çekici tasarımını yüksek performanslı elektrikli motorla birleştirerek fark yaratıyor. BYD’nin mühendislik deneyimi çift V şeklindeki mıknatıslar ve %92’lik bobin doluluk oranına sahip düz tel sarım gibi ileri teknoloji çözümler sayesinde SEALION 7’nin üstün teknolojiye sahip bir motorla donatılmasını sağladı. Yeni modelin arkadaki elektrikli motoru, 23.000 d/dak’a kadar hızlarda çalışabiliyor ve bu da onu dünyanın en hızlı seri üretim elektrik
motoru yapıyor. Böylece SEALION 7, yüksek maksimum hıza tek kademeli bir şanzımanla ulaşabiliyor.
BYD SEALION 7’nin üstün teknolojiye sahip motoru, 230 kW (313 hp) güç ve 380 Nm tork üretiyor. Bu güç ünitesi, SEALION 7’nin arka tekerlekten itişli versiyonunda tek motorlu olarak konumlanırken, dört çeker versiyonlarda ise öne 160 kW (217 hp) güç üreten ek bir motor yer alıyor. Dört çeker sürüşe sahip BYD SEALION 7, 390 kW (530 hp) güç ve 690 Nm tork üretebiliyor. Böylece 0-100 km/s hızlanmasını sadece 4.5 saniyede gerçekleştirirken 215 km/s maksimum hıza ulaşıyor. BYD SEALION 7, iki farklı batarya kapasitesiyle müşterilerine performans ve maksimum menzil arasında esnek seçim yapma imkânı sunuyor. Arkadan itişli ve dört tekerlekten çekişli AWD modellerinde yer alan 82.5 kWsa kapasiteli Blade Batarya, WLTP ölçümlerine göre tek motorlu versiyonda 482 km, iki motorlu versiyonda ise 456 km menzil sunuyor. Ürün gamının en üst modelinde, 91.3 kWsa kapasiteli daha büyük bir batarya paketi sunuluyor. Böylece BYD SEALION 7’nin güçlü performansı 502 km’ye varan yüksek menzillerle bir araya getiriliyor.
BYD SEALION 7 yüzde 10’dan yüzde 80 kapasiteye, 150kW DC yüksek hızlı şarj gücüyle 32 dakikada ulaşırken, 230kW DC yüksek hızlı şarj gücüyle ise sadece 24 dakikada ulaşabiliyor.
BYD SEALION 7, BYD’nin tamamen elektrikli araçlar için geliştirdiği son teknoloji e-Platform 3.0 mimarisi üzerinde geliştirildi. Bu platform, BYD’nin Avrupa pazarında sunduğu devrim niteliğindeki Blade Batarya ile eşleştiriliyor. Yirmi yılı aşkın süredir batarya teknolojisine öncülük ederek sektör lideri olan BYD, 9 milyonun üzerinde elektrikli ve plug-in hibrit araç satarak bu rolünü güçlendirmeye devam ediyor.
BYD tarafından geliştirilen Blade Batarya, güvenlik, dayanıklılık, performans ve paketleme avantajı sağlayacak şekilde tasarlandı. Bu teknoloji, hücrelerin çoklu modüller yerine doğrudan batarya paketine yerleştirilmesiyle yer tasarrufu sağlıyor. Böylece geleneksel batarya yapısına göre aynı alana daha fazla hücre sığdırılmasına olanak tanıyor. Bu ince bir batarya paketi, BYD tasarımcılarının SEALION 7’nin iç mekanını optimize etmelerine katkıda bulundu.
Lityum demir fosfattan (LFP) oluşan bir kimyaya sahip olan Blade Batarya, geleneksel lityum-iyon bataryalara kıyasla daha yüksek güvenlik ve dayanıklılık seviyeleri sunuyor. Ayrıca madencilikte etik ve çevresel endişelere neden olan kobaltı da içermiyor. Aşırı sıcaklıklara karşı daha dayanıklı olan Blade Batarya, kapasite kaybı olmadan daha fazla şarj ve deşarj döngüsüne dayanabiliyor. Üst düzey güvenlik seviyesine sahip olan Blade Batarya, ciddi bir trafik kazasını simüle eden zorlu bir yöntem olan Çivi Delme Güvenlik Testi’nin (Nail Penetration Test) gerekliliklerini aşmayı başarıyor.
BYD SEALION 7, SEAL modelinde olduğu gibi Blade Batarya ile birlikte BYD’nin öncü Cell-to-Body (CTB) teknolojisinden de faydalanıyor. Bu da diğer elektrikli araçlara göre önemli bir teknik avantaj elde edilmesini sağlıyor. Geleneksel bir yerleşim düzeni yerine CTB, bataryayı tüm araç yapısına entegre ediyor. Güvenliği artıran CTB, yüksek mukavemetli, petek benzeri alüminyum bir yapıya sahip. Ayrıca, batarya paketini yapısal bir bileşen olarak kullanılmasıyla üstün bir burulma direnci sağlanmasına da katkıda bulunuyor. BYD SEALION 7, sürüş keyfi ve dinamik performansı bir araya getiren e-Platform 3.0 mimarisi üzerine tasarlandı. CTB yapısı üstün rijitlik ve düşük ağırlık merkezi sunarak yol tutuşunu ve dengeyi artırıyor. Çift salıncaklı ön süspansiyon ve çok bağlantılı arka aks ile SEALION 7’de mükemmel yol tutuş ve güvenli araç kontrolü elde ediliyor. Ayrıca SEALION 7’de yer alan Frekansa Duyarlı Amortisörler, pürüzsüz yüzeylerde daha sıkı bir sürüş sağlayarak dengeyi ve yol tutuşu iyileştirirken, bozuk yollarda daha yumuşak bir sürüş sağlayarak konforu maksimum seviyeye çıkarıyor.
BYD SEALION 7, dört çeker versiyonunda sunulan yeni Akıllı Tork Kontrolü Sistemi (iTAC) ile sürüş dinamiklerini daha ileriye taşıyor. Bu sistem, tork dağılımını akıllıca ayarlayarak dengeyi artırıyor ve sürüş deneyimini iyileştiriyor. Araçta dört sürüş modu yer alıyor: verimliliğe odaklanan Eco, günlük sürüşler için Normal, çevik bir sürüş için Spor ve kaygan yüzeylerde maksimum çekişi elde etmek için Kar.
BYD SEALION 7’nin SUV tasarımı, aracın geniş bir kabin alanı ve yüksek pratiklik sunmasını sağlıyor. Uzun aks aralığı ve e-Platform 3.0’ın tamamen düz arka zemini, kabinde beş yetişkin için geniş bir alan sunuyor. Bir Okyanus Serisi modeli olarak SEALION 7’nin ön panel tasarımı, deniz temalı bir yaklaşımla BYD’nin ileri teknolojisini yansıtan temalar sunuyor. Kabinde yüksek kaliteli malzemeler dikkat çekerken içeride kullanılan vegan ve Nappa deri seçenekleri zarifliği artırıyor. Aracın kabini, yolcuları çevresel etkilerden koruyacak şekilde tasarlandı. Ön kapılarda ses ve ısı yalıtımı için optimize edilmiş çift katmanlı cam kullanılırken, arka camlar karartılarak konfor seviyesi arttırılıyor. Geniş panoramik cam tavan sayesinde gelen doğal ışık ise kabinde ferahlık sağlıyor. Yüksek pratiklik sunan BYD SEALION 7, arka koltuklar dik konumdayken 520 litre bagaj kapasitesine sahipken, koltuklar katlandığında ise bu hacim 1.789 litreye ulaşıyor. Ayrıca, şarj kablolarını veya küçük eşyaları saklamak için 58 litrelik bir ön bagaj da bulunuyor. Kabin içinde ise akıllı telefonlar için kablosuz şarj özelliği içeren bir alan da dahil olmak üzere 20’den fazla küçük saklama gözü yer alıyor.
BYD, sınıfının lideri araç içi teknolojiler sunmasıyla adından söz ettirirken SEALION 7 bu ünü daha da ileriye taşıyor. Yeni modelin ön panelinin merkezinde, BYD’nin imzası haline gelen özelliklerden biri olarak dikey ve yatay şekilde kullanılabilen 15.6 inç’lik multimedya ekranı bulunuyor. Bu ekran, aracın tam 3D modelini gösteren yenilenmiş bir arayüz sunan BYD’nin en yeni yazılımına sahip. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, kontrolleri görsel simgeler üzerinden yöneterek kolayca istedikleri adımları gerçekleştirebiliyorlar. Ayrıca Android Auto ve Apple CarPlay uygulamaları da BYD’nin kendi sistemine ve arayüzüne eksiksiz bir şekilde uyarlanmış. SEALION 7’de yer alan 10.25 inç’lik dijital gösterge paneli ve ön cama yansıtmalı renkli bilgi ekranı, sürüş keyfini ve güvenliğini artırıyor.
Geliştirilmiş sesli kontrol sistemi, BYD SEALION 7’de ön ve arka yolcuların konumlarını algılayarak araç içi sıcaklık, eğlence ve navigasyon sistemlerini kolayca kontrol etmelerine olanak tanıyor. Ek olarak, multimedya ekranı 24 saat boyunca değişen dinamik duvar kağıtları dahil olmak üzere geniş özelleştirme seçenekleri sunuyor. Ünlü Danimarkalı hoparlör uzmanı Dynaudio iş birliğiyle geliştirilen 12 hoparlörlü ses sistemi ise daha da zenginleştirilerek her yolcu için
üst düzey bir müzik keyfi sunuyor.
BYD SEALION 7, tasarımı, performansı ve teknolojisiyle öne çıkarken aynı zamanda güvenlik ve sürücü destek sistemleriyle de eksiksiz bir model oldu. SEALION 7’de Ön ve Arka Park Sensörleri, Isıtmalı ve Havalandırmalı Elektrikli Ön Koltuklar, 360 Derece Kamera, Adaptif Hız Sabitleyici, Ön ve Geri Manevra Çapraz Trafik Uyarısı (Fren Destekli), Ön ve Arka Çarpışma Uyarısı, Trafik İşareti Algılama Sistemi, Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Algılama Sistemi, Otonom Acil Durum Freni ve Sürücü Dikkat Dağınıklığı Uyarısı gibi birçok sistem bulunuyor. Kabin içi güvenlik özellikleri arasında, dış arka koltuklar ve ön yolcu koltuğunda ISOFIX bağlantıları, Çocuk Varlığı Tespiti, Elektronik Çocuk Güvenlik Kilidi ve e-call acil çağrı sistemi ile 9 hava yastığı yer alıyor.
DS’den premium kompakt: Yeni DS 4 Pallas
Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV: IONIQ 9
Volkswagen’in şehirli elektriklisi ID.4 satışa sunuldu
Lexus’un Dijital Ayna Teknolojisi Es Sedan İle Avrupa Pazarına Geliyor
Motobike Istanbul 2019 Başladı
Toyota Corolla, “Yeni GR Sport” Versiyonu İle Artık Daha Sportif
Sektörel
-
Genel5 yıl ago
Lexus’un Dijital Ayna Teknolojisi Es Sedan İle Avrupa Pazarına Geliyor
-
Genel6 yıl ago
Motobike Istanbul 2019 Başladı
-
Genel4 yıl ago
Toyota Corolla, “Yeni GR Sport” Versiyonu İle Artık Daha Sportif
-
Tasarım5 yıl ago
Elektrikli yerli otomobil, C-Sedan “coupe” ve “station wagon” olarak hayal edilirse…